3.SURE ÂL-İ İMRAN
ALİ İMRAN SURESİ
ÂL-İ İMRAN SURESİ OKUNUŞU
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
1.Elif lam mim
2.Allahü la ilahe illa hüvel hayyül kayyum
3.Nezzele aleykel kitabe bil hakkı müsaddikal lima beyne yedeyhi
ve enzelet tevrate vel incıl
4.Min kablü hüdel lin nasi ve enzelel fürkan* innellezıne keferu
bi ayatillahi lehüm azabün şedıd* vallahü azızün züntikam
5.İnnellahe la yahfa aleyhi şey'üm fil erdı ve la fis sema'
6.Hüvellezı yüsavviruküm fil erhami keyfe yeşa'* la ilahe illa
hüvel azızül hakım
7.Hüvellezı enzele aleykel kitabe minhü ayatüm muhkematün hünne
ümmül kitabi ve üharu müteşabihat* fe emmellezıne fi kulubihim zeyğun fe
yettebiune ma teşabehe minhübtiğael fitneti vebtiğae te'vılih* ve ma ya'lemü
te'vılehu illellah* ver rasihune fil ılmi yekulune amenna bihı küllüm min ındi
rabbina* ve ma yezzekkeru illa ülül elbab
8.Rabbena la tüzığ kulubena ba'de iz hedeytena veheb lena mil
ledünke rahmeh* inneke entel vehhab
9.Rabbena inneke camiun nasi li yevmil la raybe fıh* innellahe
la yuhlifül mıad
10.İnnellezıne keferu len tuğniye anhüm emvalühüm ve la
evladühüm minellahi şey'a* ve ülaike hüm vekudün nar
11.Kede'bi ali fir'avne vellezıne min kablihim* kezzebu bi
ayatina fe ehazehümüllahü bi zünubihim* vallahü şedıdül ıkab
12.Kul lillezıne keferu setuğlebune ve tuhşerune ila cehennem*
ve bi'sel mihad
13.Kad kane leküm ayetün fı fieteynil tekata* fietün tükatilü fı
sebılillahi ve uhra kafiratüy yeravnehüm misleyhim ra'yel ayn* vallahü yüeyyidü
bi nasrihı mey yeşa'* inne fı zalike le ıbratel li ülil ebsar
14.Züyyine lin nasi hubbüş şehevati minen nisai vel benıne vel
kanatıyril mükantarati minez zehebi vel fiddati vel haylil müsevvemeti vel
en'ami vel hars* zalike metaul hayatid dünya* vallahü ındehu husnül meab
15.Kul e ünebbiüküm bi hayrim min zaliküm* lillezınettekav ınde
rabbihim cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha ve ezvacüm
mütahheratüv ve rıdvanüm minellah* vallahü basıyrum bil ıbad
16.Ellezıne yekulune rabbena innena amenna fağfir lena zünubena
vekına azaben nar
17.Essabirıne ves sadikıyne vel kanitıne vel münfikıyne vel
müstağfirıne bil eshar
18.Şehıdellahü ennehu la ilahe illa hüve vel melaiketü ve ülül
ılmi kaimem bil kıst* la ilahe illa hüvel azızül hakım
19.İnned dıne indellahil islam* ve mahtelefellezıne utül kitabe
illa mem ba'di ma caehümül ılmü bağyem beynehüm* ve mey yekfür bi ayatillahi fe
innellahe serıul hısab
20.Fe in haccuke fe kul eslemtü vechiye lillahi ve menittebean*
ve kul lillezıne utül kitabe vel ümmiyyıne e eslemtüm* fe in eslemu fe
kadihtedev* ve in tevellev fe innema aleykel belağ* vallahü besıyrum bil ıbad
21.İnnellezıne yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunen nebiyyıne
bi ğayri hakkıv ve yaktülunellezıne ye'mürune bil kıstı minen nasi fe beşşirhüm
bi azabin elım
22.Ülaikellezıne habitat a'malühüm fid dünya vel ahırah* e ma
lehüm min nasırın
23.E lem tera ilellezıne utu nasıybem minel kitabi yüd'avne ila
kitabillahi li yahküme beynehüm sümme yetevella ferıkum minhüm ve hüm mu'ridun
24.Zalike bi ennehüm kalu len temessenen naru illa eyyamem
ma'dudat* ve ğarrahüm fı dınihim ma kanu yefterun
25.Fe keyfe iza cema'nahüm li yevmil la raybe fıhi ve vüffiyet
küllü nefsim ma kesebet ve hüm la yüzlemun
26.Kulillahümme malikel mülki tü'til mülke men teşaü ve tenziul
mülke mimmen teşa'* ve tüızzü men teşaü ve tüzillü men teşa'* bi yedikel hayr*
inneke ala külli şey'in kadır
27.Tulicül leyle fin nehari ve tulicün nehara fil leyl* ve
tuhricül hayye minel meyyiti ve tuhricül meyyite minel hayy* ve terzüku men
teşaü bi ğayri hısab
28.La yettehızil mü'minunel kafirıne evliyae min dunil mü'minın*
ve mey yef'al zalike fe leyse minallahi fı şey'in illa en tetteku minhüm tükah*
ve yühazzirukümüllahü nefseh* ve ilellahil masıyr
29.Kul in tuhfu ma fı suduriküm ev tübduhü ya'lemhüllah* ve
ya'lemü ma fis semavati ve ma fil ard* vallahü ala külli şey'in kadır
30.Yevme tecidü küllü nefsim ma amilet min hayrim muhdarav ve ma
amilet min su'* teveddü lev enne beyneha ve beynehu emedem beıyda* ve
yühazzirukümüllahü nefseh* vallahü raufüm bil ıbad
31.Kul in küntüm tühıbbünellahe fettebiunı yuhbibkümüllahü ve
yağfir leküm zünubeküm* vallahü ğafurur rahıym
32.Kul etıy'ullahe ver rasul* fe in tevellev fe innellahe le
yühıbbül kafirın
33.İnnellahestafa ademe ve nuhav ve ale ibrahıme ve ale ımrane
alel alemın
34.Zürriyyetem ba'duha mim ba'd* vallahü semıun alım
35.İz kaletimraetü ımrane rabbi innı nezertü leke ma fı batnı
muharranan fe tekabbel minnı* inneke entes semıul alım
36.Fe lemma vedaatha kalet rabbi innı veda'tüha ünsa* vallahü
a'lemü bi ma vedaat* ve leysez zekeru kel ünsa* ve innı semmeytüha meryeme ve
innı üıyzüha bike ve zürriyyeteha mineş şeytanir racım
37.Fe tekabbeleha rabbüha bi kabulin haseniv ve embeteha nebaten
hasenev ve keffeleha zekeriyya* küllema dehale aleyha zekeriyyel mıhrabe vecede
ındeha rizka* kale ya meryemü enna leki haza* kalet hüve min ındillah* innellahe
yerzüku mey yeşaü bi ğayri hısab
38.Hünalike dea zekeriyya rabbeh* kale rabbi heb lı mil ledünke
zürriyyeten tayyibeh* inneke semıud düa'
39.Fe nadethül melaiketü ve hüve kaimüy yüsallı fil mıhrabi
ennellahe yübeşşiruke bi yahya müsaddikam bi kelimetim minellahi ve seyyidev ve
hasurav ve nebiyyem mines salihıyn
40.Kale rabbi enna yekunü lı ğulamüv ve kad beleğaniyel kiberu
vemraetı akır* kale kezalikellahü yef'alü ma yeşa'
41.Kale rabbic'al lı ayeh* kale ayetüke ella tükellimen nase
selasete eyyamin illa ramza* vezkür rabbeke kesırav ve sebbıh bil aşiyyi vel
ibkar
42.Ve iz kaletil melaiketü ya meryemü innellahestafaki ve
tahheraki vastafaki ala nisail alemın
43.Ya meryemuknütı li rabbiki vescüdı verkeıy mear rakiıyn
44.Zalike min embail ğaybi nuhıyhi ileyk* ve ma künte ledeyhim
iz yülkune aklamehüm eyyühüm yekfülü meryeme ve ma künte ledeyhim iz yahtesımun
45.İz kaletil melaiketü ya meryemü innellahe yübeşşiruki bi
kelimetim minhüm ismühül mesıhu ıysebnü meryeme vecıhen fid dünya vel ahırati
ve minel mükarrabın
46.Ve yükellimün nase fil mehdi ve kehlev ve mines salihıyn
47.Kalet rabbi enna yekunü lı veledüv ve lem yemsesnı beşer*
kale kezalikillahü yahlüku ma yeşa'* iza kada emran fe innema yekulü lehu kün
fe yekun
48.Ve yüallimühül kitabe vel hıkmete vet tevrate vel incıl
49.Ve rasulen illa benı israıle ennı kad ci'tüküm bi ayetim mir
rabbiküm ennı ahlüku leküm minet tıyni ke hey'etit tayri fe enfühu fıhi fe
yekunü tayram bi iznillah* ve übriül ekmehe vel ebrasa ve uhyil mevta bi
iznillah* ve ünebbiüküm bi ma te'külune ve ma teddehırune fı büyutikum* innefı
zalike le ayetel leküm in küntüm mü'minın
50.Ve müsaddikal lima beyne yedeyye minet tevrati ve li ühılle
leküm ba'dallezı hurrime aleyküm ve ci'tüküm bi ayetim mir rabbiküm
fettekullahe ve etıy'un
51.İnnellahe rabbı ve rabbüküm fa'büduh* haza sıratüm müstekıym
52.Fe lemma ehasse ıysa minhümül küfra kale men ensarı ilellah*
kalel havariyyune nahnü ensarullah* amenna billah* veşhed bi enna müslimun
53.Rabbena amenna bi ma enzelte vetteba'ner rasüle fektübna meaş
şahidın
54.Ve mekeru ve mekerallah* vallahü hayrul makirın
55.İz kalellahü ya ıysa innı müteveffıke ve rafiuke ileyye ve
mütahhiruke minellezıne keferu ve caılüllezınettebeuke fevkallezıne keferu ila
yevmil kıyameh* sümme ileyye merciuküm fe ahkümü beyneküm fıma küntüm fıhi
tahtelifun
56.Fe emmellezıne keferu fe üazzibühüm azaben şedıden fid dünya
vel ahırah* ve ma lehüm min nasıriyn
57.Ve emmellezıne amenu ve amilus salihati fe yüveffıhim
ücurahüm* vallahü la yühıbbüz zalimın
58.Zalike netluhü aleyke minel ayati vez zikril hakım
59.İnne mesele ıysa ındellahi ke meseli adem* halekahu min
türabin sümme kale lehu kün fe yekun
60.Elhakku mir rabbike fe la teküm minel mümterın
61.Fe me hacceke fıhi mim ba'di ma caeke minel ılmi fe kul
tealev ned'u ebnaena ve ebnaeküm ve nisaena ve nisaeküm ve enfüsena ve
enfüseküm sümme nebtehil fe nec'al la'netellahi alel kazibın
62.İnne haza lehüvel kasasul hakk* ve ma min ilahin illellah* ve
innellahe le hüvel azızül hakım
63.Fe in tevellev fe innellahe alımüm bil müfsidın
64.Kul ya ehlel kitabi tealev ila kelimetin sevaim beynena ve beyneküm
ella na'büde ilellahe ve la nüşrike bihı şey'ev ve la yettehıze ba'duna ba'dan
erbabem min dunillah* fe in tevellev fe kulüşhedu bi enna müslimun
65.Ya ehlel kitabi lime tühaccune fı ibrahıme ve ma ünziletit
tevratü vel incılü illa mim ba'dih* e fela ta'kılun
66.Ha entüm haülai hacectüm fima leküm bihı ılmün fe lime
tühaccune fıma leyse leküm bihı ılm* vallahü ya'lemü ve entüm la ta'lemun
67.Ma kane ibrahımü yehuddiyyev ve la nasraniyyev ve lakin kane
hanıfem müslima* ve ma kane minel müşrikın
68.İnne evlen nasi bi ibrahıme lellezınettebeuhü ve hazen
nebiyyü vellezıne amenu* vallahü veliyyül mü'minın
69.Veddet taifetüm min ehlil kitabi lev yüdılluneküm* ve ma
yüdıllune illa enfüsehüm ve ma yeş'urun
70.Ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi ve entüm
teşhedun
71.Ye ehlel kitabi lime telbisunel hakka bil batıli ve
tektümunel hakka ve entüm ta'lemun
72.Ve kalet taifetüm min ehlil kitabi aminu billezı ünzile
alellezıne amenu vechen nehari vekfüru ahırahu leallehüm yarciun
73.Ve la tü'minu illa li men tebia dıneküm* kul innel hüda
hüdellahi ey yü'ta ehadüm misle ma utıtüm ev yühaccuküm ınde rabbiküm* kul
innel fadle bi yedillah* yü'tıhi mey yeşa'* vallahü vasiun alım
74.Yahtessu bi rahmetihı mey yeşa'* vallahü zül fadlil azıym
75.Ve min ehlil kitabi men inte'menhü bi kıntariy yüeddihı
ileyk* ve minhüm men in te'menhü bi dınaril la yüeddihı ileyke illa ma dümte
aleyhi kaima* zalike bi ennehüm kalu leyse aleyna fil ümmiyyıne sebıl* ve
yekulune alellahil kezibe ve hüm ya'lemun
76.Bela men evfa bi ahdihı vetteka fe innellahe yühıbbül
müttekıyn
77.İnnellezıne yeşterune bi ahdillahi ve eymanihim semenen
kalılen ülaike la halak lehüm fil ahırati ve la yükellimühümüllahü ve la
yenzuru ileyhim yevmel kıyameti ve la yüzekkıhim* ve lehüm azabün elım
78.Ve inne minhüm le ferıtkay yelvune elsinetehüm bil kitabi li
tahsebuhü minel kitabi ve ma hüve minel kitab* ve yekulune hüve min ındillahi
ve ma hüve min ındillah* ve yekulune alellahil kezibe ve hüm ya'lemun
79.Ma kane li beşerin ey yü'tiyehüllahül kitabe vel hukme ven
nübüvvete sümme yekule lin nasi kun ıbadel lı min dunillahi ve lakin kunu
rabbaniyyıne bi ma küntüm tüallimunel kitabe ve bima küntüm tedrusun
80.Ve la ye'müraküm en tettehızül melaikete ve nebiyyıne erbaba*
e ye'müruküm bil küfri ba'de iz entüm müslimun
81.Ve iz ehazellahü mısakan nebiyyıne lema ateytüküm min kitabiv
ve hıkmetin sümme caeküm rasulüm müsaddikul lima meaküm le tü'minünne bihı ve
le tensurunneh* kale e akrartüm ve ehaztüm ala zaliküm ısrı* kalu akrarna* kale
feşhedu ve ene meaküm mineş şahidın
82.Fe men tevella ba'de zalike fe ülaike hümül fasikun
83.E fe ğayra dınillahi yebğune ve lehu esleme men fis semavati
vel erdı tav'av ve kerhev ve ileyhi yürceun
84.Kul amenna bilbillahi ve ma ünzile aleyna ve ma ünzile ala
ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiy musa ve ıysa
ven nebiyyune mir rabbihim* la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu
müslimun
85.Ve mey yebteğı ğayral islami dınen fe ley yukbele minh* ve
hüve fil ahırati minel hasirın
86.Keyfe yehdillahü kavmen keferu ba'de ımanihim ve şehidu enner
rasule hakkuv ve caehümül beyyinat* vallahü la yehdil kavmez zalimın
87.Ülaike cezaühüm enne aleyhim la'netellahi vel melaiketi ven
nasi ecmeıyn
88.Halidıne fıha* la yühaffefü anhümül azabü ve la hüm yünzarun
89.İllellezıne tabu mim ba'di zalike ve aslehu fe innellahe
ğafurur rahıym
90.İnnellezıne keferu ba'de ımanihim sümmezdadu küfral len
tukbele tevbetühüm* ve ülaike hümüd dallun
91.İnnellezıne keferu ve matu ve hüm küffarun fe ley yukbele min
ehadihim mil'ül erdı zehebev ve levfteda bih* ülaike lehüm azabün elımüv ve ma
lehüm min nasırın
92.Len tenalül birra hatta tünfiku mimma tühıbbun* ve ma tünfiku
min şey'in fe innellahe bihı alım
93.Küllüt taami kane hıllel li benı israıle illa ma harrame
israılü ala nefsihı min kabli en tünezzelet tevrah* kul fe'tu bit tevrati
fetluha in küntüm sadikıyn
94.Fe meniftera alellahil kezibe mim ba'di zalike fe ülaike
hümüz zalimun
95.Kul sadekallahü fettebiu millete ibrahıme hanıfa* ve ma kane
minel müşrikın
96.İnne evvele beytiv vüdıa linnasi lellezı bi bekkete mübarakev
ve hüdel lil alemın
97.Fıhi ayatüm beyyinatüm mekamü ibrahım* ve men dehalehu kane
amina* ve lillahi alen nasi hıccül beyti menistetaa ileyhi sebıla* ve men
kefera fe innellahe ğaniyyün anil alemın
98.Kul ya ehlel kitabi lime tekfürune bi ayatillahi vallahü
şehıdün ala ma ta'melun
99.Kul ya ehlel kitabi lime tesuddune an sebılillahi men amene
tebğuneha ıvecev ve entüm şüheda'* vemallahü bi ğafilin amma ta'melun
100.Ya eyyühellezıne amenu in tütıy'u ferıkam minellezıne utül
kitabe yerudduküm ba'de ımaniküm kafirın
101.Ve keyfe tekfürune ve entüm tütla aleyküm ayatüllahi ve
fıküm rasulüh* ve mey ya'tesım billahi fe kad hüdiye ila sıratım müstekıym
102.Ya eyyühellezıne amenüttekullahe hakka tükatihı ve la
temutünne illa ve entüm müslimun
103.Va'tesumu bi hablillahi cemıav ve la teferraku* vezküru
nı'metellahi aleyküm iz küntüm a'daen fe ellefe beyne kulubiküm fe asbahtüm bi
nı'metihı ıhvana* ve küntüm ala şefahufratim minen nari fe enkazeküm minha*
kezalike yübeyyinüllahü le küm ayatihı lealleküm tehtedun
104.Velteküm minküm ümmetüy yed'une ilel hayri ve ye'mürune bil
ma'rufi ve yenhevne anil münker* ve ülaike hümül müflihun
105.Ve la tekunu kellezıne teferraku vahtelefu mim ba'di ma
caehümül beyyinat* ve ülaike lehüm azabün azıym
106.Yevme tebyaddu vücuhüv ve tesveddü vücuh* fe
emmellezınesveddet vücuhühüm e kefartüm ba'de ımaniküm fe zukul azabe bima
küntüm tekfürun
107.Ve emmellezınebyaddat vücuhühüm fe fı rahmetillah* hüm fıha
halidun
108.Tilke ayatüllahi netluha aleyke bil hakk* vemallahü yürıdü
zulmel lil alemın
109.Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* ve ilellahi
türceul ümur
110.Küntüm hayra ümmetin uhricet lin nasi te'mürune bil ma'rufi
ve tenhevne anil münkeri ve tü'minune billah* ve lev amene ehlül kitabi le kane
hayral lehüm* minhümül mü'minune ve ekseruhümül fasikun
111.Ley yedurruküm illa eza* ve iy yükatiluküm yüvellukümül
edbara sümme la yünsarun
112.Duribet aleyhimüz zilletü eyne ma sükıfu illa bi hablim
minellahi ve hablim minen nasi ve bau bi ğadabim minellahi ve duribet aleyhimül
meskeneh* zalike bi ennehüm kanu yekfürune bi ayatillahi ve yaktülunel embiyae
bi ğayri hakk* zalike bi ma asav ve kanu ya'tedun
113.Leysu sevaa* min ehlil kitabi ümmetün kaimetüy yetlune
ayatillahi anael leyli ve hüm yecüdun
114.Yü'minune billahi vel yevmil ahıri ve ye'mürune bil ma'rufi
ve yenhevne anil münkeri ve yüsariune fil hayrat* ve ülaike mines salihıyn
115.Ve ma yef'alu min hayrin fe ley yükferuh* vallahü alımüm bil
müttekıyn
116.İnnellezıne keferu len tuğniye anhüm emvalühüm ve la
evladühüm minellahi şey'a* ve ülaike ashabün nar* hüm fıha halidun
117.Meselü ma yünfikune fı hazihil hayatid dünya ke meseli rıhın
fıha sırrun esebet harse kavmin zalemu enfüsehüm fe ehleketh* ve ma
zalemehümüllahü ve lakin enfüsehüm yazlimun
118.Ya eyyühellezıne amenu la tettehızu bitanetem min duniküm la
ye'luneküm habala* veddu ma anittüm* kad bedetil bağdaü min efvahihim ve ma
tuhfı suduruhüm ekber* kad beyyenna lekümül ayati in küntüm ta'kılun
119.Ha entüm ülai tühıbbunehüm ve la yühıbbuneküm ve tü'minune
bil kitabi küllih* ve iza lekuküm kalu amenna ve iza halev addu aleykümül
enamile minel ğayz* kul mutu bi ğayzıküm* innellahe alımüm bizatis sudur
120.İn temsesküm hasenetün tesü'hüm* ve in tüsıbküm seyyietüy
yefrahu biha* ve in tasbiru ve tetteku la yedurruküm keydühüm şey'a* innellahe
bi ma ya'melune mühıyt
121.Ve iz ğadevte min ehlike tübevviül mü'minıne mekaıde lil
kıtal* vallahü semıun alım
122.İz hemmet taifetani minküm en tefşela vallahü veliyyühüma*
ve alellahi fel yetevekkelil mü'minun
123.Ve le kad nesarekümüllahü bi bedriv ve entüm ezilleh*
fettekullahe lealleküm teşkürun
124.İz tekulü lil mü'minıne eley yekfiyeküm ey yümiddeküm
rabbüküm bi selaseti alafim minel melaiketi münzelın
125.Bela in tasbiru ve tetteku ve ye'tuküm min fevrihim haza
yümdidküm rabbüküm bi hamseti alafim minel melaiketi müsevvimın
126.Ve ma cealehüllahü illa büşra leküm ve li tatmeinne
kulubüküm bih* ve men nasru illa min ındillahil azızil hakım
127.Li yaktaa tarafem minellezıne keferu ev yekbitehüm fe
yenkalibu haibın
128.Leyse leke minel emri şey'ün ev yetube aleyhim ev
yüazzibehüm fe innehüm zalimun
129.Ve lillahi ma fis semavati ve ma fil ard* yağfiru li mey
yeşaü ve yüazzibü mey yeşa'* vallahü ğafurur rahıym
130.Ya eyyühellezıne amenu la te'külür riba ad'afem müdaafetev
vettekullahe lealleküm tüflihun
131.Vettekun naralletı üıddet lil kafirın
132.Ve etıy'ullahe ver rasule lealleküm türhamun
133.Ve sariu ila mağfiratim mir rabbiküm ve cennetin arduhes
semavatü vel erdu üıddet lil müttekıyn
134.Ellezıne yünfikune fis serrai
ved darrai vel kazımınel ğayza vel afıne anin nas* vallahü yühıbbül muhsinın
135.Vellezıne
iza fealu fahışeten ev zalemu enfüsehüm zekerullahe festağferu li zünubihim* ve
mey yağfiruz zünube illellah* ve lem yüsırru ala ma fealu ve hüm ya'lemun
136.Ülaike
cezaühüm mağfiratüm mir rabbihim ve cennatün tecrı min tahtihel enharu halidıne
fıha* ve nı'me ecrul amilın
137.Kad
halet mim kabliküm sünenün fe sıru fil erdı fenzuru keyfe kane akıbetül
mükezzibın
138.Haza
beyanül linnasi ve hüdev ve mev'ızatül lil müttekıyn
139.Ve
la tehinu ve la tahzenu ve entümül a'levne in küntüm mü'minın
140.İy
yemsesküm karhun fe kad messel kavme karhum mislüh* ve tilkel eyyamü nüdavilüha
beynen nas* ve li ya'lemellahüllezıne amenu ve yettehıze minküm şüheda'*
vallahü la yühıbbüz zalimın
141.Ve
li yümehhısallahüllezıne amenu ve yemhakal kafirın
142.Em
hasibtüm en tedhulül cennete ve lemma ya'lemillahüllezıne cahedu minküm ve
ya'lemes sabirın
143.Ve le kad küntüm temennevnel mevte min kabli en telkavhü fe
kad raeytümuhü ve entüm tenzurun
144.Ve ma muhammedün illa rasul* kad halet min kablihir rusül* e
fe im mate ev kutilenkalebtüm ala a'kabiküm* ve mey yenkalib ala akıbeyhi fe
ley yedurrallahe şey'a* ve seyeczillahüş şakirın
145.Ve ma kane li nefsin en temute illa bi iznillahi kitabem
müeccela* ve mey yürid sevabed dünya nü'tihı minha* ve mey yürid sevabel
ahırati nü'tihı minha* ve senecziş şakirın
146.Ve keeyyim min nebiyyin katele meahu ribbiyyune kesır* fe ma
vehenu li ma esabehüm fı sebılillahi ve ma daufu ve mestekanu* vallahü yühıbbüs
sabirın
147.Ve ma kane kavlehüm illa en kalu rabbenağfir lena zünubena
ve israfena fı emrina ve sevvit akdamena vensurna alel kavmil kafirın
148.Fe atahümüllahü sevabed dünya ve husne sevabil ahırah*
vallahü yühıbbül muhsinın
149.Ya eyyühellezıne amenu in tütıy'ullezıne keferu yerudduküm
ala a'kabiküm fe tenkalibu hasirın
150.Belillahü mevlaküm* ve hüve hayrum nasırın
151.Senülkıy fı kulubillezıne keferur ru'be bi ma eşraku billahi
ma lem yünezzil bihı sültana* ve me'vahümün nar* ve bi'se mesvez zalimın
152.Ve le kad sadekakümüllahü va'dehu iz tehussunehüm bi iznih*
hatta iza feşiytüm ve tenaza'tüm fil emri ve asaytüm mim ba'di ma eraküm ma
tühıbbun* minküm mey yürıdüd dünya ve minküm mey yürıdül ahırah* sümme
sarafeküm anhüm li yebteliyeküm* ve le kad afa anküm* vallahü zu fadlin alel
mü'minın
153.İz tus'ıdune ve la telvune ala ehadiv ver rasulü yed'uküm fı
uhraküm fe esabeküm ğammem bi ğammil li keyla tahzenu ala ma fateküm ve la ma
esabeküm* vallahü habırum bima ta'melun
154.Sümme enzele aleyküm mim ba'dil ğammi emeneten nüasey yağşa
taifetem minküm ve taifetün kad ehemmethüm enfüsühüm yezunnune billahi ğayral
hakkı zannel cahiliyyeh* yekulune hel lena minel emri min şey'* kul innel emra
küllehu lillah* yuhfune fı enfüsihim ma la yübdune lek* yekulune lev kane lena
minel emri şey'üm ma kutilna hahüna* kul lev küntüm fı büyutiküm le
berazellezıne kütibe aleyhimül katlü ila medaciıhim* ve li yebteliyellahü ma fı
suduriküm ve li yümehhısa ma fı kulubiküm* vallahü alımüm bi zatis sudur
155.İnnellezıne tevellev minküm yevmel tekal cem'ani
innemestezellehümüş şeytanü bi ba'dı ma kesebu* ve le kad afallahü anhüm*
innellahe ğafurunhalım
156.Ya eyyühellezıne amenu la tekunu kellezıne keferu ve kalu li
ıhvanihim iza daru fil erdı ev kanu ğuzzel lev kanu ındena ma matu ve ma
kutilu* li yec'alellahü zalike hasraten fı kulubihim* vallahü yuhyı ve yümıt*
vallahü bi ma ta'melune basıyr
157.Ve lein kutiltüm fı sebılillahi ev müttüm le mağfiratüm
minellahi ve rahmetün hayrum mimma yecmeun
158.Ve leim müttüm ev kutiltüm le ilellahi tuhşerun
159.Fe bi ma rahmetim minellahi linte lehüm* ve lev künte fezzan
ğalızal kalbi lenfeddu min havlike fa'fü anhüm vestağfir lehüm ve şavirhüm fil
emr* fe iza azemte fe tevekkel alellah* innellahe yühıbbül mütevekkilın
160.İy yensurkümüllahü fe la
ğalibe leküm* ve iy yahzülküm fe min zellezı yensuruküm mim ba'dih* ve alellahi
felyetevekkelil mü'minun
161.Ve
ma kane li nebiyyin ey yeğull* ve mey yağlül ye'ti bi ma ğalle yevmel kıyameh*
sümme tüveffa küllü nefsim ma kesebet ve hüm la yuzlemun
162.E
fe menittebea rıdvanellahi ke mem bae bi sehatım minellahi ve me'vahü cehennem*
ve bi'sel mesıyr
163.Hüm
deracatün ındellah* vallahü besıyrum bi ma ya'melun
164.Le
kad mennellahü alel mü'minıne iz bease fıhim rasulem min enfüsihim yetlu
aleyhim ayatihı ve yüzekkıhim ve yüallimühümül kitabe vel hıkmeh* ve in kanu
min kablü le fı dalalim mübın
165.E
ve lemma esabetküm müsıybetün kad esabtüm misleyha kultüm enna haza* kul hüve
min ındi enfüsiküm* innellahe ala külli şey'in kadır
166.Ve
ma esabeküm yevmeltekal cem'ani fe bi iznillahi ve li ya'lemel mü7minın
167.Ve li ya'lemellezıne nefeku* ve kıyle lehüm tealev katilu fı
sebılillahi evidfeu* kalu lev na'lemü kıtalel letteba'naküm* hüm lil küfri
yevmeizin akrabü minhüm lil ıman* yekulune bi efvahihim ma leyse fı kulubihim*
vallahü a'lemü bima yektümun
168.Ellezıne kalu li ıhvanihim ve kaadu lev etauna ma kutilu*
kul fedrau an enfüsekümül mevte in küntüm sadikıyn
169.Ve la tahsebennellezıne kutilu fı sebılillahi emvate bel
ahyaün ınde rabbihim yürzekun
170.Ferihıyne bi ma atahümüllahü min fadlihı ve yestebşirune
billezıne lem yelhaku bihim min halfihım ella havfün aleyhim ve la hüm yahzenun
171.Yestebşirune bi nı'metim minellahi ve fadliv ve ennellahe la
yüdıy'u ecral mü'minın
172.Ellezınestecabu lillahi ver rasuli mim ba'di ma esabehümül
karhu lillezıne ahsenu minhüm vettekav ecrun azıym
173.Ellezıne kale lehümün nasü innen nase kad cemeu leküm
fahşevhüm fe zadehüm ımana* ve kalu hasbünellahü ve nı'mel vekıl
174.Fenkalebu bi nı'metim minellahi ve fadlil lem yemseshüm suüv
vettebeu rıdvanellah* vallahü zu fadlin azıym
175.İnnema zalikümüş şeytanü yühavvifü evliyaehu fe la tehafuhüm
ve hafuni in küntüm mü'minın
176.Ve la yahzünkellezıne yüsariune fil küfr* innehüm ley
yedurullahe şey'a* yürıdüllahü ella yec'ale lehüm hazzan fil ahırah* ve le hüm
azabün azıym
177.İnnellezıneşteravül küfra bil ımani ley yedururlahe şey'a*
ve lehüm azabün elım
178.Ve la yahsebennelezıne keferu ennema nümlı lehüm hayrul li
enfüsihimv innema nümlı lehüm li yezdadu isma* ve lehüm azabüm mühın
179.Ma kanellahü li yezeral mü'minıne ala ma entüm aleyhi hatta
yemızel habıse minet tayyib* ve am kanellahü li yutliaküm alel ğaybi ve
lakinnellahe yectebı mir rusülihı mey yeşaü fe aminu billahi ve rusülih* ve in
tü'minu ve tetteku fe le küm ecrun azıym
180.Ve la yahsebennellezıne yebhalune bi ma atahümüllahü min
fadlihı hüve hayral lehüm* bel hüve şerrul lehüm* seyütavvekune ma behılu bihı
yevmel kıyameh* ve lillah mırasüs semavati vel ard* vallahü bi ma ta'melune
habır
181.Le
kad semiallahü kavlellezıne kalu innellahe fekıyruv ve nahnü ağniya'* senektübü
ma kalu ve katlehümül embiyae bi ğayri hakkıv ve nekulü zuku azabel harıyk
182.Zalike
bi ma kaddemet eydıküm ve ennellahe leyse bi zallamil lil abıd
183.Ellezıne
kalu innellahe ahide ileyna ella nü'mine li rasulin hatta ye'tiyena bi kurbanin
te'külühün nar* kul kad caeküm rusülüm min kablı bil beyyinati ve billezı
kultüm fe lime kateltümuhüm in küntüm sadikıyn
184.Fe
in kezzebuke fe kad küzzibe rusülüm min kablike cau bil beyyinati vez zübüri
vel kitabil münır
185.Küllü
nefsin zaikatül mevt* ve innema tüveffevne ücuraküm yevmel kıyameh* fe men
zuhziha anin nari ve üdhılel cennete fe kad faz* ve mel hayatüd dünya illa
metaul ğurur
186.Le
tüblevünne fı emvaliküm ve enfüsiküm ve le tesmeunne minellezıne utül kitabe
min kabliküm ve minellezıne eşraku ezen kesira* ve in tasbiru ve tetteku fe
inne zalike min azmil ümur
187.Ve iz ehazellahü mısakallezıne utül kitabe le tübeyyinünnehu
lin nasi ve la tektümuneh* fe nebezuhü verae zuhurihim veşterav bihı semenen
kalıla* fe bi'se ma yeşterun
188.La tahsebennellezıne yefrahune bi ma etev ve yühıbbune ey
yuhmedu bi ma lem yef'alu fe la tahsebennehüm bi mefazitem minel azab* ve lehüm
azabün elım
189.Ve lillahi mülküs semavati vel ard* vallahü ala külli şey'in
kadır
190.İnne fı halkıs semavati vel erdı vahtilafil leyli ven nehari
le ayatil li ülil elbab
191.Ellezıne yezkürunellahe kıyamev ve kuudev ve ala cünubihim
ve yetefekkerune fı halkıs semavati vel ard* rabbena ma halakte haza batıla*
sübhaneke fekına azaben nar
192.Rabbena inneka men tüdhılin nara fe kad ahzeyteh* ve ma liz
zalimıne min ensar
193.Rabbena innena semı'na münadiyey yünadı lil ımani en aminu
bi rabbiküm fe amenna* rabbena fağfir lena zünubena ve keffir anna seyyiatina
ve teveffena meal ebrar
194.Rabbena ve atina ma veadtena ala rusülike ve la tuhzina
yevmel kıyameh* inneke la tuhlifül mıad
195.Festecabe lehüm rabbühüm ennı la üdıy'u amele amilim minküm
min zekerin ev ünsa* ba'duküm min ba'd* fellezıne haceru ve uhricu min
diyarihim ve uzu fı sebılı ve katelu ve kutilu le ükeffiranne anhüm seyyiatihim
ve le üdhılennehüm cennatin tecrı min tahtihel enhar* sevabem min ındillah*
vallahü ındehu husnüs sevab
196.La yeğurranneke tekallübüllezıne keferu fil bilad
197.Metaun kalılün sümme me'vahüm cehennem* ve bi'sel mihad
198.Lakinillezınettekav rabbehüm lehüm cennatün tecrı min
tahtihel enharu halidıne fıha nüzülem min ındillah* ve ma ındellahi hayrul lil
ebrar
199.Ve inne min ehlil kitabi le mey yü'minü billahi ve ma ünzile
ileyküm ve ma ünzile ileyhim haşiıyne lillahi la yeşterune bi ayatillahi
semenen kalıla* ülaike lehüm ecruhüm ınde rabbihim* innellahe serıul hısab
200.Ya eyyühellezıne amenusbiru ve sabiru ve rabitu vettekullahe
lealleküm tüflihun
ÂL-İ İMRAN SURESİ TÜRKÇE ANLAMI
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAHIN ADIYLA
1 - Elif, Lâm Mîm,
2 - Allah, kendisinden başka tanrı olmayan, hayy ve kayyûmdur
3 - 4 - O, sana kendisinden öncekileri tasdik edip doğrulayan bu
kitabı hak ile indirdi. Daha önce insanlara hidayet olarak Tevrat'ı ve İncil'i
de yine O indirmişti.. Evet bu Furkan'ı da O indirdi. Gerçek şu ki, Allah'ın
âyetlerini inkâr edenler için çetin bir azap vardır. Allah çok güçlüdür,
intikamını alır.
5 - Şu da kesindir ki, ne yerde, ne de gökte hiçbir şey Allah'a
gizli kalmaz.
6 - Sizi, rahimlerde dilediği gibi şekillendiren O'dur.
Kendisinden başka tanrı olmayan, şan, şeref ve hikmet sahibi olan O'dur.
7 - Sana bu kitabı indiren O'dur. Bunun âyetlerinden bir kısmı
muhkemdir ki, bu âyetler, kitabın anası (aslı) demektir. Diğer bir kısmı da
müteşabih âyetlerdir. Kalblerinde kaypaklık olanlar, sırf fitne çıkarmak için,
bir de kendi keyflerine göre te'vil yapmak için onun müteşabih olanlarının
peşine düşerler. Halbuki onun te'vilini Allah'dan başka kimse bilmez. İlimde
uzman olanlar, "Biz buna inandık, hepsi Rabbimiz katındandır."
derler. Üstün akıllılardan başkası da derin düşünmez.
8 - Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra
kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz
ki, Sen bol ihsan sahibisin.
9 - Ey Rabbimiz! Bize ihsan ettiğin hidayetten sonra
kalblerimizi haktan saptırma, bize kendi katından rahmet ihsan eyle! Şüphesiz
ki, Sen bol ihsan sahibisin.
10 - Ey Rabbimiz! Muhakkak ki, Sen, geleceğinde hiç şüphe
olmayan bir günde bütün insanları bir araya toplayacaksın. Muhakkak ki Allah,
hiç sözünden caymaz.
11 - Gerçek şu ki, kâfirlere, Allah'tan gelecek bir zararı, ne
malları, ne de evlatları engelleyemez. İşte onlar, o ateşin yakıtı olacaklar.
12 - Gidişatları, Firavun soyunun ve daha öncekilerin gidişatı
gibidir. Onlar, âyetlerimizi yalan saymışlardı. Bunun üzerine Allah da onları
işledikleri günahlar yüzünden yakalayıp alaşağı etti. Allah, cezası çetin
olandır.
13 - O inkârcı kâfirlere de ki, siz mutlaka yenilgiye uğrayacak
ve toplanıp cehenneme doldurulacaksınız. Orası ne fena bir döşektir.
14 - Hiç şüphesiz karşı karşıya gelen iki toplulukta size bir
âyet, bir işaret ve ibret vardır. Onlardan biri Allah yolunda savaşıyordu,
öbürü de kâfirdi ve karşılarındakini göz kararıyla kendilerinin iki katı
görüyorlardı. Allah da gönderdiği yardımla dilediğini destekliyordu. Gören
gözleri olanlar için elbette bunda apaçık bir ibret vardır.
15 - İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş
yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan
şeyler çok süslü gösterilmiştir. Halbuki bunlar dünya hayatının geçici
faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün
güzellikleri Allah katındadır.
16 - De ki, size, o istediklerinizden daha hayırlısını haber
vereyim mi? Korunan kullar için Rablerinin yanında cennetler var ki,
altlarından ırmaklar akar, içlerinde ebedî kalmak üzere onlara, hem tertemiz
eşler var, hem de Allah'dan bir rıza vardır. Allah, o kulları görür.
17 - Onlar ki, "Ey Rabbimiz! Biz inandık, iman getirdik,
artık bizim suçlarımızı bağışla ve bizi ateş azabından koru!" derler.
18 - O sabredenleri, o doğruluktan şaşmayanları, o elpençe divan
duranları, o nafaka verenleri ve seher vakitlerinde o istiğfar edip
yalvaranları (görür).
19 - Allah şehadet eyledi şu gerçeğe ki, başka tanrı yok, ancak
O vardır. Bütün melekler ve ilim uluları da dosdoğru olarak buna şahittir ki,
başka tanrı yok, ancak O aziz, O hakîm vardır.
20 - Doğrusu Allah katında din, İslâm'dır; o kitap verilenlerin
anlaşmazlıkları ise sırf kendilerine ilim geldikten sonra aralarındaki
taşkınlık ve ihtirastan dolayıdır. Her kim Allah'ın âyetlerini inkâr ederse iyi
bilsin ki, Allah hesabı çabuk görendir.
21 - Buna karşı seninle münakayaşa kalkışırlarsa de ki:
"Ben, bana uyanlarla birlikte kendi özümü Allah'a teslim etmişimdir".
Kendilerine kitap verilenlere ve (kitap verilmeyen) ümmîlere de ki: "Siz
de İslâm'ı kabul ettiniz mi?" Eğer İslâm'a girerlerse hidayete ermiş
olurlar. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen şey ancak tebliğ etmektir. Allah
kulları görendir. Allah'ın âyetlerini inkâr edenler ve haksız yere
peygamberleri öldürenler, insanlar içinde adaleti emredenlerin canına kıyanlar
yok mu? Bunları acıklı bir azapla müjdele!
22 - İşte bunlar öyle kimselerdir ki, dünyada da ahirette de
bütün yaptıkları boşa gitmiştir. Onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır.
23 - Görmüyor musun, o kendilerine kitaptan bir nasip verilmiş
olanlar, aralarında hüküm vermek için Allah'ın kitabına davet olunuyorlar da,
sonra içlerinden bir kısmı yüz çevirerek dönüp gidiyorlar.
24 - Bunun sebebi, onların "belli günlerden başka bize asla
ateş azabı dokunmaz" demeleridir. Uydurageldikleri yalanlar dinlerinde
kendilerini aldatmaktadır.
25 - O geleceğinde hiç şüphe olmayan günde kendilerini bir araya
topladığımız ve hiç kimseye haksızlık edilmeden herkese ne kazandıysa tamamen
ödendiği vakit halleri nasıl olacaktır?
26 - De ki: "Ey mülkün sahibi Allah'ım! Sen mülkü
dilediğine verirsin, dilediğinden de onu çeker alırsın, dilediğini aziz
edersin, dilediğini zelil edersin. Hayır Senin elindedir. Muhakkak ki, Sen her
şeye kâdirsin.
27 - Geceyi gündüzün içine sokarsın, gündüzü gecenin içine
sokarsın; ölüden diri çıkarırsın, diriden ölü çıkarırsın. Dilediğine de
hesapsız rızık verirsin.
28 - Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin ve
onu her kim yaparsa Allah'dan ilişiği kesilmiş olur, ancak onlardan bir korunma
yapmanız başkadır. Bununla beraber Allah sizi kendisinden korunmanız hususunda
uyarır. Nihâyet gidiş Allah'adır.
29 - De ki, göğüslerinizdekini gizleseniz de, açığa vursanız da
Allah onu bilir. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsini bilir. Hiç şüphesiz
Allah, her şeye kadirdir.
30 - O gün her nefis, ne hayır işlemişse, ne kötülük yapmışsa
onları önünde hazır bulur. Yaptığı kötülüklerle kendi arasında uzak bir mesafe
bulunsun ister. Allah, size asıl kendisinden çekinmenizi emreder. Şüphesiz ki
Allah, kullarını çok esirger.
31 - De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki,
Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve
bağışlayıcıdır.
32 - De ki, Allah'a ve Peygamber'e itaat edin! Eğer aksine
giderlerse, şüphe yok ki Allah kâfirleri sevmez.
33 - Gerçekten Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim soyunu ve İmran
soyunu âlemler üzerine seçkin kıldı.
34 - Bir zürriyet olarak birbirinden gelmişlerdir. Allah her
şeyi işitendir, bilendir.
35 - İmran'ın karısı: "Rabbim, karnımdakini tam hür olarak
sana adadım, benden kabul buyur, şüphesiz sen işitensin, bilensin."
demişti.
36 - Onu doğurunca -Allah onun ne doğurduğunu bilip dururken-
şöyle dedi: "Rabbim, onu kız doğurdum; erkek, kız gibi değildir. Ona
Meryem adını verdim. Onu ve soyunu koğulmuş şeytanın şerrinden sana
ısmarlıyorum".
37 - Bunun üzerine Rabbi onu güzel bir şekilde kabul buyurdu ve
onu güzel bir bitki gibi yetiştirdi ve Zekeriyya'nın himayesine verdi.
Zekeriyya ne zaman kızın bulunduğu mihraba girse, onun yanında yeni bir yiyecek
bulurdu. "Meryem! Bu sana nereden geldi?" deyince, o da: "Bu,
Allah katındandır." derdi. Şüphesiz Allah, dilediğine hesapsız rızık
verir.
38 - Orada Zekeriyya, Rabbine dua etti: "Rabbim! Bana
katından hayırlı bir nesil ver. Şüphesiz sen, duayı hakkıyle işitensin"
dedi.
39 - Zekeriyya mabedde namaz kılarken melekler ona: "Allah
sana, Allah'dan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hakim ve iyilerden
bir peygamber olarak Yahya'yı müjdeler." diye ünlediler.
40 - Zekeriyya: "Ey Rabbim, benim nasıl oğlum olabilir?
Bana ihtiyarlık gelip çattı, karım ise kısırdır." dedi. Allah:
"Öyledir, fakat Allah dilediğini yapar." buyurdu.
41 - Zekeriyya: "Rabbim! (oğlum olacağına dair) bana bir
alâmet ver" dedi. Allah da buyurdu ki: "Senin için alâmet, insanlara
üç gün, işaretten başka söz söyleyememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam
tesbih et".
42 - Hani melekler: "Ey Meryem! Allah seni seçti, seni
tertemiz yarattı ve seni dünya kadınlarına üstün kıldı.
43 - Ey Meryem! Rabbine divan dur
ve secdeye kapan ve rüku' edenlerle beraber rüku' et" demişlerdi.
44
- İşte bu, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. (Yoksa) "Meryem'i kim
himayesine alıp koruyacak?" diye kalemlerini (kur'a için) atarlarken sen
yanlarında değildin. (Bu hususta) Tartışırlarken de yanlarında bulunmadın.
45
- Melekler şöyle demişti: "Ey Meryem! Allah sana kendisinden bir kelimeyi
müjdeliyor ki, adı Meryem oğlu İsa Mesih'dir; dünyada da ahirette de itibarlı,
aynı zamanda Allah'a çok yakınlardandır.
46
- Beşikte de, yetişkin çağında da insanlarla konuşacak ve iyilerden olacaktır.
47
- (Meryem): "Ey Rabbim, bana bir beşer dokunmamışken benim nasıl çocuğum
olur?" dedi. Allah: "Öyle ama, Allah dilediğini yaratır, bir şeyin
olmasını dilediğinde ona sadece 'ol!' der, o da hemen oluverir." dedi.
48
- Allah ona kitab (okuma ve yazmay)ı, hikmeti ve Tevrat ile İncil'i öğretir.
49 - Allah onu İsrailoğullarına
(şöyle diyecek) bir peygamber olarak gönderir: "Şüphesiz ki ben size
Rabbinizden bir âyet (mucize, belge) getirdim: Size, kuş biçiminde çamurdan
birşey yaparım da içine üflerim, Allah'ın izniyle o, kuş olur; anadan doğma
körü ve alacalıyı iyileştiririm ve Allah'ın izniyle ölüleri diriltirim.
Evlerinizde ne yiyor ve neleri biriktiriyorsanız size haber veririm".
50
- "Önümdeki Tevrat'ı doğrulayıcı olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri
helal kılmak için (geldim) ve Rabbiniz tarafından size bir mucize getirdim.
Artık Allah'tan korkun da bana uyun".
51
- "Şüphesiz Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir. Onun için hep
O'na kulluk edin! İşte bu, doğru yoldur".
52
- İsa onların inkârlarını hissedince: "Allah yolunda yardımcılarım
kim?" dedi. Havariler: "Allah yolunda yardımcılar biziz. Allah'a iman
ettik. Şahit ol ki, biz muhakkak müslümanlarız." dediler.
53
- Ey Rabbimiz, senin indirdiğine iman ettik, o peygambere de uyduk. Artık bizi
şahidlerle beraber yaz.
54
- Onlar hileye başvurdular, Allah da onların tuzağını boşa çıkardı. Allah
hileleri boşa çıkaranların en hayırlısıdır.
55 - O zaman Allah şöyle dedi:
"Ey İsa, şüphesiz ki seni öldüreceğim, seni kendime yükselteceğim ve seni
inkârcılardan temizleyeceğim. Hem sana uyanları, kıyamete kadar o küfredenlerin
üstünde tutacağım. Sonra dönüşünüz banadır, ayrılığa düştüğünüz hususlarda
aranızda hükmedeceğim".
56
- "İnkâr edenlere gelince, onlara dünyada da, ahirette de şiddetli bir
şekilde azab edeceğim, onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır".
57
- "İman edip iyi işler yapanlara gelince, Allah onların mükafatlarını
tastamam verecektir. Allah zalimleri sevmez".
58
- İşte bu sana okuduğumuz, âyetlerden ve hikmetli Kur'ân'dandır.
59
- Doğrusu Allah katında İsa'nın (yaratılışındaki) durumu, Âdem'in durumu
gibidir; onu topraktan yarattı, sonra ona "ol!" dedi, o da oluverdi.
60
- Bu hak (gerçek) senin rabbindendir, o halde şüphecilerden olma.
61
- Sana (gerekli) bilgi geldikten sonra artık kim bu konuda seninle tartışacak
olursa, de ki: "Gelin, oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve
kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra da lanetleşelim; Allah'ın
lanetinin yalancılara olmasını dileyelim".
62 - İşte (İsa hakkında söylenen)
gerçek kıssa budur. Allah'tan başka hiçbir tanrı yoktur. Muhakkak ki Allah çok
güçlüdür ve hikmet sahibidir.
63
- Eğer (haktan) yüz çevirirlerse, şüphesiz ki Allah bozguncuları çok iyi
bilendir.
64
- De ki: Ey kitap ehli! Sizinle bizim aramızda ortak olan bir söze geliniz.
Allah'tan başkasına kulluk etmeyelim, O'na hiçbir şeyi eş tutmayalım ve Allah'ı
bırakıp da kimimiz kimimizi ilâhlaştırmasın. Eğer onlar yine yüz çevirirlerse,
deyin ki: "Şahit olun biz müslümanlarız".
65
- Ey Kitap ehli! İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Oysa Tevrat da, İncil
de ondan sonra indirilmiştir. Siz hiç düşünmüyor musunuz?
66
- İşte siz böylesiniz. Haydi biraz bilginiz olan şey hakkında tartıştınız, ya
hiç bilginiz olmayan şey hakkında niçin tartışıyorsunuz? Allah bilir, siz
bilmezsiniz.
67
- İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyandı; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru
bir müslümandı, müşriklerden de değildi.
68 - Doğrusu onların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar, şu
Peygamber ve iman edenlerdir. Allah da müminlerin dostudur.
69 - Kitap ehlinden bir grup sizi saptırmak istediler, halbuki
sırf kendilerini saptırıyorlar da farkına varmıyorlar.
70 - Ey kitap ehli! (gerçeği) gördüğünüz halde, niçin Allah'ın
âyetlerini inkâr ediyorsunuz?
71 - Ey kitap ehli! Niçin hakkı batıla karıştırıyor ve bile bile
gerçeği gizliyorsunuz?
72 - Kitap ehlinden bir grup: "Müminlere indirilene günün
başlangıcında inanın, sonunda da inkâr edin, belki onlar da dönerler."
dedi.
73 - "Ve kendi dininize uyanlardan başkasına
inanmayın" (dediler). De ki: "Şüphesiz doğru yol, Allah'ın
yoludur". (Onlar kendi aralarında): "Size verilenin benzerinin hiçbir
kimseye verilmiş olduğuna, yahut Rabbinizin huzurunda sizin aleyhinize deliller
getireceklerine" (de inanmayın dediler). De ki: "Lütuf Allah'ın
elindedir, onu dilediğine verir. Allah, rahmeti bol olan, her şeyi hakkıyla
bilendir".
74 - Rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük lütuf ve
kerem sahibidir.
75 - Kitap ehlinden öylesi vardır ki, ona yüklerle mal emanet
etsen, onu sana eksiksiz iade eder. Fakat öylesi de vardır ki, ona bir dinar
emanet etsen, tepesine dikilip durmadıkça onu sana iade etmez. Bu da onların,
"Ümmîlere karşı yaptıklarımızdan bize vebal yoktur." demelerinden
dolayıdır. Ve onlar, bile bile Allah'a karşı yalan söylerler.
76 - Hayır, kim sözünü yerine getirir ve kötülüklerden
korunursa, şüphesiz Allah da korunanları sever.
77 - Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya
satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü
onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar
için acı bir azab vardır.
78 - Kitap ehlinden öyle bir güruh da vardır ki, siz onu
kitaptan sanasınız diye, dillerini kitaba doğru eğip bükerler. Halbuki o,
kitaptan değildir. "Bu, Allah katındandır." derler; oysa o, Allah
katından değildir. Allah'a karşı, kendileri bilip dururken, yalan söylerler.
79 - İnsanlardan hiçbir kimseye, Allah kendisine kitap, hüküm ve
peygamberlik verdikten sonra, kalkıp insanlara: "Allah'ı bırakıp bana kul
olun." demesi yakışmaz. Fakat onun: "Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap
gereğince Rabb'e halis kullar olun" (demesi uygundur).
80 - Ve O size: "Melekleri ve peygamberleri tanrılar
edinin." diye de emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size hiç inkârı
emreder mi?
81 - Allah peygamberlerden şöyle söz almıştı: "Andolsun ki
size kitab ve hikmet verdim, sonra yanınızda bulunan (kitaplar)ı doğrulayıcı
bir peygamber geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz! Bunu
kabul ettiniz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?"
demişti. Onlar: "Kabul ettik" dediler. (Allah da) dedi ki:
"Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım".
82 - Artık bundan sonra her kim dönerse, işte onlar yoldan
çıkmışların ta kendileridir.
83 - Onlar, Allah'ın dininden başkasını mı arıyorlar? Halbuki
göklerde ve yerde ne varsa hepsi, ister istemez O'na boyun eğmiştir ve O'na
döndürülüp götürüleceklerdir.
84 - De ki: "Allah'a, bize indirilen (Kur'ân)e, İbrahim'e,
İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene, Musa'ya, İsa'ya ve
peygamberlere Rablerinden verilenlere inandık. Onların arasında hiçbir fark
gözetmeyiz, biz O'na teslim olmuşlarız".
85 - Kim İslâm'dan başka bir din
ararsa ondan asla kabul edilmeyecek ve o ahirette de zarar edenlerden
olacaktır.
86
- İnandıktan, Peygamber'in hak olduğuna şehadet ettikten ve kendilerine açık
deliller geldikten sonra, inkâra sapan bir milleti Allah nasıl doğru yola
eriştirir? Allah zalimler güruhunu doğru yola iletmez.
87
- İşte onların cezaları, Allah'ın, meleklerin, insanların hepsinin laneti
onların üzerlerindedir.
88
- Onlar bu (lanetin) içinde ebedî kalacaklardır. Kendilerinden ne bu azab
hafifletilir, ne de yüzlerine bakılır.
89
- Ancak bundan sonra tevbe edip kendini düzeltenler başka. Şüphesiz ki Allah,
çok bağışlayan ve çok esirgeyendir.
90
- Şüphesiz imanlarının arkasından küfreden, sonra da küfrünü artırmış olanların
tevbeleri asla kabul olunmaz. İşte onlar sapıkların ta kendileridir.
91
- Muhakkak ki inkâr edenler ve kâfir oldukları halde de ölenler, yeryüzü dolusu
altın fidye verseler bile hiç birisinden asla kabul edilmeyecektir. İşte
dayanılmaz azab onlar içindir. Onların hiçbir yardımcıları da yoktur.
92 - Sevdiğiniz şeylerden (Allah yolunda) harcamadıkça, gerçek
iyiliğe asla erişemezsiniz. Her ne harcarsanız Allah onu hakkıyla bilir.
93 - Tevrat indirilmeden önce, İsrail (Yakub)in kendisine haram
kıldığı dışında, yiyeceklerin hepsi İsrailoğullarına helal idi. De ki:
"Eğer doğrulardan iseniz, haydi Tevrat'ı getirip okuyun".
94 - Kim bundan sonra Allah'a karşı yalan uydurursa, işte onlar
zalimlerin ta kendileridir.
95 - De ki: "Allah doğru söylemiştir. Öyle ise dosdoğru,
Allah'ı birleyici olarak İbrahim'in dinine uyun. O, müşriklerden değildi".
96 - Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabed, Mekke'deki çok mübarek
ve bütün âlemlere hidayet kaynağı olan Beyt (Kabe)dir.
97 - Onda apaçık deliller, İbrahim'in makamı vardır. Oraya giren
güvene erer. Ona bir yol bulabilenlerin Beyt'i haccetmesi Allah'ın insanlar
üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse, şüphesiz Allah bütün âlemlerden
müstağni (kimseye muhtaç değil, her şey ona muhtaç)dir.
98 - De ki: "Ey kitap ehli! Allah yaptıklarınızı görüp
dururken niçin Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorsunuz?"
99 - De ki: "Ey kitap ehli! Gerçeği görüp bildiğiniz hâlde
niçin Allah'ın yolunu eğri göstermeye yeltenerek müminleri Allah'ın yolundan
çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir".
100 - Ey iman edenler! Kendilerine kitap verilenlerden herhangi
bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi döndürüp kâfir yaparlar.
101 - Size Allah'ın âyetleri okunup dururken ve Allah'ın elçisi
de aranızda iken nasıl inkâra saparsınız? Kim Allah'a sımsıkı bağlanırsa,
kesinlikle doğru yola iletilmiştir.
102 - Ey iman edenler! Allah'tan, O'na yaraşır şekilde korkun ve
ancak müslümanlar olarak can verin.
103 - Hep birlikte Allah'ın ipine
(kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah'ın
üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O,
kalplerinizi birleştirmişti. İşte O'nun (bu) nimeti sayesinde kardeşler
olmuştunuz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan da sizi O
kurtarmıştı. İşte Allah size âyetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola
eresiniz.
104
- İçinizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten men eden bir topluluk
bulunsun. İşte kurtuluşa eren onlardır.
105
- Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra parçalanıp ayrılığa düşenler gibi
olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.
106
- O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara:
"İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık azabı
tadın" (denecektir).
107
- Yüzleri ağaranlara gelince, (onlar) Allah'ın rahmeti içindedirler. Onlar
orada ebedî kalacaklardır.
108
- Bunlar Allah'ın, sana gerçek olarak okuyageldiğimiz, âyetleridir. Allah
âlemlere hiçbir haksızlık etmek istemez.
109
- Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Bütün işler Allah'a
döndürülür.
110 - Siz insanlar için çıkarılmış
en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten vazgeçirmeğe çalışır ve
Allah'a inanırsınız. Kitap ehli de inansaydı kendileri için elbette daha
hayırlı olurdu. İçlerinden iman edenler de var, ama pek çoğu yoldan
çıkmışlardır.
111
- Onlar size eziyetten başka bir zarar veremezler. Eğer sizinle savaşmaya
kalkışsalar, size arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da
edilmez.
112
- Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine alçaklık damgası
vurulmuştur. Meğer ki Allah'ın ipine ve insanlar (müminler)ın ahdine sığınmış
olsunlar. Onlar Allah'ın hışmına uğradılar ve üzerlerine de miskinlik damgası
vuruldu. Bunun sebebi, onların Allah'ın âyetlerini inkâr etmiş olmaları ve
haksız yere peygamberleri öldürmeleridir. Ayrıca isyan etmiş ve haddi de
aşmışlardı.
113
- Hepsi bir değildirler. Kitap ehli içinde doğruluk üzere bulunan bir ümmet
(topluluk) vardır ki, gecenin saatlerinde onlar secdeye kapanarak Allah'ın
âyetlerini okurlar.
114
- Allah'a ve ahiret gününe inanırlar, iyiliği emrederler, kötülükten
vazgeçirmeye çalışırlar, hayır işlerinde de birbirleriyle yarışırlar. İşte
onlar iyi insanlardandır.
115 - Onlar ne hayır işlerlerse karşılıksız
bırakılmayacaklardır. Allah kendisinden gereği gibi sakınanları bilir.
116 - O inkâr edenler (var ya), onların ne malları, ne de
evlatları, onlara Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. Onlar, ateş
halkıdır; orada ebedi kalacaklardır.
117 - Onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu,
kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve
soğuk bir rüzgarın hali gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat kendileri,
kendilerine zulmediyorlar.
118 - Ey iman edenler! Kendi dışınızdakilerden sırdaş edinmeyin.
Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri kalmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi
isterler. Kin ve düşmanlıkları ağızlarından taşmaktadır. Kalplerinde
gizledikleri ise daha büyüktür. Düşünürseniz, biz size âyetleri açıkladık.
119 - İşte siz öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, halbuki
onlar sizi sevmezler, siz kitap(lar)ın hepsine inanırsınız, onlarsa sizinle
buluştukları zaman "inandık" derler. Başbaşa kaldıkları zaman da
kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: "kininizle
geberin!". Şüphesiz ki Allah göğüslerin (gönüllerin) özünü bilir.
120 - Size bir iyilik dokunsa fenalarına gider, başınıza bir
kötülük gelse onunla sevinirler. Eğer sabreder ve Allah'dan gereğince
korkarsanız, onların hileleri size hiçbir zarar vermez; çünkü Allah onları
kendi amelleriyle kuşatmıştır.
121 - Hani sen sabah erkenden müminleri savaş mevzilerine
yerleştirmek için ailenden ayrılmıştın. Allah, hakkıyla işiten ve bilendir.
122 - O zaman içinizden iki takım bozulmaya yüz tutmuştu.
Halbuki Allah onların yardımcısı idi. İnananlar, yalnız Allah'a dayanıp
güvensinler.
123 - Andolsun, sizler güçsüz olduğunuz halde Allah size
Bedir'de yardım etmişti. Allah'tan sakının ki, O'na şükretmiş olasınız.
124 - O zaman sen müminlere: "Rabbinizin size, indirilmiş
üç bin melek ile yardım etmesi size yetmez mi?" diyordun.
125 - Evet, sabreder ve (Allah'tan) korkarsanız, onlar ansızın
üzerinize gelseler, Rabbiniz size nişanlı nişanlı beş bin melekle yardım eder.
126 - Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz
bununla yatışsın diye yaptı. Yardım, yalnız daima galip ve hikmet sahibi olan
Allah katındandır.
127 - (Allah bu yardımı) inkâr edenlerden bir kısmını kessin
veya perişan etsin de umutsuz olarak dönüp gitsinler (diye yaptı).
128 - Bu işten sana hiçbir şey düşmez. (Allah), ya onların
tevbesini kabul eder, yahut onlara, zalim olduklarından dolayı azab eder.
129 - Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ındır. Dilediğini
bağışlar, dilediğine azab eder. Allah, çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
130 - Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin.
Allah'tan sakının ki kurtuluşa eresiniz.
131 - Kâfirler için hazırlanmış olan ateşten sakının.
132 - Allah ve Peygambere itaat edin ki, size de merhamet
edilsin.
133 - Rabbinizin bağışına ve genişliği göklerle yer arası kadar
olan, Allah'tan gereği gibi korkanlar için hazırlanmış bulunan cennete koşun!
134 - O (Allah'tan hakkıyla
korka)nlar, bollukta ve darlıkta Allah için harcarlar, öfkelerini yutarlar,
insanları affederler. Allah iyilik edenleri sever.
135
- Ve onlar çirkin bir günah işledikleri, yahut nefislerine zulmettikleri zaman
Allah'ı hatırlayarak hemen günahlarının bağışlanmasını dilerler. Allah'tan
başka günahları kim bağışlayabilir? Bir de onlar, bile bile, işledikleri
(günah) üzerinde ısrar etmezler.
136
- İşte onların mükafatı (ödülleri) Rableri tarafından bağışlanma ve altından
ırmaklar akan, ebedî kalacakları cennetlerdir. Çalışanların mükafatı ne
güzeldir!
137
- Muhakkak ki sizden önce birçok olaylar, şeriatler gelip geçmiştir. Yeryüzünde
gezin, dolaşın da yalancıların sonunun nasıl olduğunu bir görün.
138
- Bu (Kur'ân) insanlar için bir açıklama, Allah'dan gereğince korkanlar için
doğru yolu gösterme ve bir öğüttür.
139
- Gevşemeyin, üzülmeyin, eğer hakikaten inanıyorsanız, muhakkak üstün olan
sizsinizdir.
140 - Eğer size (Uhud savaşında)
bir yara değmişse, (Bedir harbinde) o topluma da benzeri bir yara dokunmuştu. O
günler ki, biz onları insanlar arasında döndürür dururuz. (Bu da) Allah'ın
sizden iman edenleri ayırt etmesi ve sizden şahitler edinmesi içindir. Allah
zalimleri sevmez.
141
- Bir de bu, Allah'ın iman edenleri tertemiz seçip, kâfirleri yok etmesi
içindir.
142
- Yoksa siz, Allah içinizden cihad edenleri belli etmeden, sabredenleri ortaya
çıkarmadan cennete girivereceğinizi mi sandınız?
143
- Andolsun ki siz ölümle karşılaşmadan önce onu arzuluyordunuz. İşte onu
gördünüz, ama bakıp duruyorsunuz.
144
- Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir.
Şimdi o ölür veya öldürülürse gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz?
Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah
şükredenleri mükafatlandıracaktır.
145
- Allah'ın izni olmadıkça hiçbir kimseye ölmek yoktur. (Ölüm) belirli bir
süreye göre yazılmıştır. Kim dünya menfaatini dilerse, kendisine ondan veririz.
Kim de ahiret sevabını isterse ona da ondan veririz. Biz şükredenleri
mükafatlandıracağız.
146 - Nice peygamberler vardı ki,
kendileriyle beraber birçok Allah dostları çarpıştılar; Allah yolunda başlarına
gelenlerden yılgınlık göstermediler, zaafa düşmediler, boyun eğmediler. Allah
sabredenleri sever.
147
- Onların sözleri ancak: "Rabbimiz! Bizim günahlarımızı ve işlerimizdeki
taşkınlıklarımızı bağışla ve (yolunda) ayaklarımızı diret, Kâfirler güruhuna
karşı da bize yardım et!" demekten ibaretti.
148
- Allah da onlara hem dünya nimetini, hem de ahiret sevabının güzelliğini
verdi. Allah güzel davrananları sever.
149
- Ey iman edenler! Siz eğer kâfir olanlara uyarsanız, sizi topuklarınız üstünde
gerisin geriye çevirirler. O zaman büsbütün kaybedersiniz.
150
- Hayır! Sizin mevlanız Allah'tır. O, yardım edenlerin en hayırlısıdır.
151
- Allah'ın, hakkında hiçbir delil indirmediği şeyleri O'na ortak koşmalarından
dolayı, inkâr edenlerin kalplerine korku salacağız. Onların yurtları ateştir.
Zalimlerin dönüp varacağı yer ne kötüdür!
152 - Siz Allah'ın izni ile düşmanlarınızı öldürürken, Allah,
size olan vaadini yerine getirmiştir. Allah size sevdiğiniz (galibiyeti)
gösterdikten sonra zaafa düştünüz. (Peygamber'in verdiği) emir hakkında
tartışmaya kalkıştınız ve isyan ettiniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz
ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi, denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi
bağışladı. Allah müminlere karşı çok lütufkârdır.
153 - Peygamber sizi arkanızdan çağırıp dururken, siz boyuna
uzaklaşıyor, hiç kimseye dönüp bakmıyordunuz. Bundan dolayı Allah, size gam
üstüne gam verdi ki, ne elinizden gidene, ne de başınıza gelene üzülmeyesiniz.
Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
154 - Sonra o kederin ardından (Allah) üzerinize öyle bir
eminlik, öyle bir uyku indirdi ki, o, içinizden bir zümreyi örtüp bürüyordu.
Bir zümre de canları sevdasına düşmüştü. Allah'a karşı, cahiliyet zannı gibi,
hakka aykırı bir zan besliyorlar ve "Bu işten bize ne?" diyorlardı.
De ki: "Bütün iş Allah'ındır". Onlar sana açıklamayacaklarını
içlerinde saklıyorlar (ve) diyorlar ki: "Bize bu işten bir şey olsaydı
burada öldürülmezdik". Onlara şöyle söyle: "Eğer siz evlerinizde
olsaydınız bile, üzerlerine öldürülmesi yazılmış olanlar yine muhakkak
yatacakları (öldürülecekleri) yerlere çıkıp gidecekti. Allah (bunu)
göğüslerinizin içindekini denemek ve yüreklerinizdekini temizlemek için yaptı.
Allah göğüslerin içinde olanı bilir.
155 - İki toplumun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirip
gidenler var ya, şeytan onların kazandıkları bazı şeylerden dolayı ayaklarını
kaydırmak istedi. Ama yine de Allah onları affetti. Kuşkusuz Allah çok
bağışlayandır, halim(çok yumuşak)dir.
156 - Ey iman edenler! Sizler inkâr edenler ve yeryüzünde sefere
veya savaşa çıkan kardeşleri için: "Eğer bizim yanımızda olsalardı
ölmezlerdi ve öldürülmezlerdi." diyenler gibi olmayın. Allah bunu, onların
kalplerine bir hasret (yarası) olarak koydu. Allah, diriltir ve öldürür. Allah
yaptıklarınızı görmektedir.
157 - Eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah'ın
bağışlaması ve rahmeti, (sizin için) onların topladıkları (dünyalıkları)ndan
daha hayırlıdır.
158 - Andolsun, ölseniz de, öldürülseniz de Allah'ın huzurunda
toplanacaksınız.
159 - Sen (o zaman), sırf Allah'ın
rahmetiyle onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba, katı yürekli olsaydın,
onlar senin etrafından dağılıp giderlerdi. Artık onları sen bağışla, onlar için
Allah'dan mağfiret dile. (Yapacağın) işlerde onlara da danış, bir kere de
azmettin mi, artık Allah'a dayan. Muhakkak ki Allah kendine dayanıp güvenenleri
sever.
160
- Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur. Eğer sizi yardımsız bırakırsa,
artık ondan sonra size kim yardım edebilir? Müminler ancak Allah'a güvenip
dayansınlar.
161
- Hiçbir peygambere ganimet malını gizlemesi (devlet-millet malını aşırması)
yaraşmaz. Kim böyle bir aşırma ve ihanette bulunursa kıyamet günü aşırdığını
boynuna yüklenerek getirir. Sonra da herkese kazandığının karşılığı tastamam
ödenir, onlar haksızlığa da uğramazlar.
162
- Allah'ın rızasına uyan kimse, Allah'ın hışmına uğrayan ve varacağı yer
cehennem olan kimse gibi midir? Varış yeri olarak ne kötüdür orası!
163
- Onlar (insanlar) Allah katında derece derecedirler. Allah, onların
yaptıklarını görmektedir.
164
- Andolsun ki Allah, müminlere kendilerinden, onlara kendi âyetlerini okuyan,
onları arındıran ve onlara kitab ve hikmeti öğreten bir Peygamber göndermekle
büyük bir lütufta bulunmuştur. Oysa onlar, daha önce apaçık bir sapıklık
içindeydiler.
165 - (Bedir'de düşmanı) iki katına uğrattığınız bir musibet
(Uhud'da) size çarpınca mı: "Bu nereden" dediniz? De ki: "Bu
başınıza gelen kendinizdendir". Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir.
166 - 167 - İki topluluğun karşılaştığı günde başınıza gelen
musibet de Allah'ın izniyledir. Bu da müminleri belirlemesi ve hem de
münafıklık yapanları ayırt etmesi içindir. Ve onlara: "Geliniz, Allah
yolunda savaşınız veya (hiç olmazsa) savunmaya geçiniz." denilmişti. Onlar
ise: "Biz savaşmasını (veya savaş olacağını) bilseydik arkanızdan
gelirdik." demişlerdi. Onlar, o gün, imandan çok küfre yakındılar.
kalblerinde olmayanı ağızlarıyla söylüyorlardı. Allah neyi gizlediklerini daha
iyi bilendir.
168 - Kendileri oturup kaldıkları halde kardeşleri için:
"Eğer bize uysalardı öldürülmezlerdi" dediler. Onlara de ki:
"Eğer iddianızda doğru iseniz, kendinizden ölümü uzaklaştırınız".
169 - Allah yolunda öldürülenleri sakın ölüler sanma. Bilakis
onlar diridirler, Rab'leri katında rızıklanmaktadırlar.
170 - Allah'ın lütfundan verdiği nimetle sevinçlidirler.
Arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere de hiç bir korku olmayacağını ve
üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler.
171 - Onlar, Allah'ın nimetini, keremini ve Allah'ın, müminlerin
ecrini zayi etmeyeceğini müjdelerler.
172 - Kendilerine yara dokunduktan sonra da Allah ve
Peygamberi'nin davetine uydular. Hele onlardan iyilik edenlere ve gereğince
Allah'tan korkanlara büyük bir mükafat vardır.
173 - İnsanlar onlara: "Düşmanlarınız size karşı ordu
topladı, onlardan korkun." dediklerinde, bu, onların imanını artırdı ve
şöyle dediler: "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir".
174 - Bunun üzerine kendilerine hiç bir kötülük dokunmadan
Allah'ın nimeti ve lütfuyla geri döndüler ve Allah'ın rızasına uydular. Allah
büyük lütuf sahibidir.
175 - (Size o haberi getiren) ancak şeytandır, (sadece) kendi
dostlarını korkutabilir. Onlardan korkmayın, eğer mümin iseniz benden korkun.
176 - Küfürde yarışanlar seni üzmesin. Onlar, Allah'a hiç bir
şekilde zarar veremezler. Allah onlara ahirette bir pay vermemek istiyor. Onlar
için büyük bir azap vardır.
177 - İman karşılığında inkarı satın alanlar Allah'a hiç bir
zarar veremezler. Onlar için acı bir azap vardır.
178 - Kâfirler, kendilerine mühlet vermemizin, şahısları için
hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara bu mühleti, ancak günahlarını
artırsınlar diye veriyoruz. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır.
179 - Allah, müminleri içinde bulunduğunuz şu durumda bırakacak
değildir, pisi temizden ayıracaktır. Ve Allah sizi gayba vakıf kılacak da
değildir. Fakat Allah, peygamberlerinden dilediğini seçip (gaybı bildirir). O
halde Allah'a ve peygamberlerine iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan
korunursanız, sizin için büyük bir mükafat vardır.
180 - Allah'ın, kendilerine lütfundan verdiği nimetlere karşı cimrilik
edenler, bunun, kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Hayır o, kendileri
için şerdir. Cimrilik ettikleri şey, kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır.
Göklerin ve yerin mirası Allah'a aittir. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
181 - Allah, "Şüphesiz Allah fakirdir, biz zenginiz."
diyenlerin lafını elbette duymuştur. Onların söylediklerini ve peygamberleri
haksız yere öldürmelerini yazacağız ve şöyle diyeceğiz: "Tadın o yakıcı
azabı!".
182 - "Bu, kendi ellerinizin yapıp öne sürdüğünün karşılığıdır".
Allah kullar(ın)a asla zulmetmez.
183 - "Ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiç bir
peygambere iman etmeyeceğimize dair Allah bize ahidde bulundu." diyenlere
de ki: "Benden önce size bazı peygamberler açık belgelerle ve sizin
dediğiniz şeyle geldi. Eğer doğru insanlarsanız, ya onları niçin
öldürdünüz?"
184 - Eğer seni yalanladılarsa, senden önce açık deliller,
hikmetli sayfalar ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı.
185 - Her canlı ölümü tadacaktır. Kıyamet günü ecirleriniz size
eksiksiz olarak verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konursa o,
gerçekten kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı, aldatıcı zevkten başka birşey
değildir.
186 - Muhakkak siz, mallarınız ve canlarınız hususunda imtihan
olunacaksınız. Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden ve Allah'a ortak
koşanlardan size eziyet verici bir çok söz işiteceksiniz. Eğer sabreder ve
Allah'dan gereği gibi korkarsanız, şüphesiz işte bu azmi gerektiren
işlerdendir.
187 - Bir zaman Allah, kendilerine kitap verilenlerden,
"Onu mutlaka insanlara açıklayacaksınız, onu gizlemiyeceksiniz." diye
söz almıştı. Onlar ise bunu kulak ardı ettiler ve onu az bir dünyalığa
değiştiler. Yaptıkları bu alışveriş ne kadar kötüdür.
188 - O yaptıklarına sevinen ve yapmadıkları şeylerle de övülmek
isteyenlerin (onacaklarını) sanma! Onların azaptan kurtulacaklarını da sanma!
Onlar için can yakıcı bir azap vardır.
189 - Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Allah her şeye
kâdirdir.
190 - Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri
ardınca gelip gidişinde selim akıl sahipleri için gerçekten açık, ibretli
deliller vardır.
191 - Onlar ayaktayken, otururken ve yanları üzerine yatarken
Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışı üzerinde düşünürler. Ve
"Rabbimiz! Sen bunu boş yere yaratmadın, Sen yücesin, bizi ateşin
azabından koru." derler.
192 - "Rabbimiz! Sen kimi
cehennem ateşine sokarsan onu rezil etmişsindir. Zalimlerin hiç yardımcıları
yoktur".
193
- "Rabbimiz! Biz, 'Rabbinize iman edin' diye imana çağıran bir davetçi
işittik, hemen iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi
ört, bizleri sana ermiş kullarınla beraber yanına al".
194
- "Rabbimiz! bize peygamberlerine vaad ettiğini ver, kıyamet günü bizi
rezil etme. Muhakkak sen verdiğin sözden dönmezsin".
195
- Rableri onlara şu karşılığı verdi: "Ben, erkek olsun, kadın olsun,
sizden, hiçbir çalışanın amelini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz.
Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve
öldürülenler... Onların günahlarını elbette örteceğim ve Allah katından bir
mükafat olmak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlere de koyacağım. En
güzel mükafat Allah katındadır".
196
- Kâfirlerin diyar diyar dolaşmaları sakın seni aldatmasın.
197
- Bu, az bir geçimliktir. Sonra onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü
bir yataktır orası!
198 - Fakat Rablerinden gereğince korkanlar için altlarından
ırmaklar akan cennetler vardır. Onlar orada ebedî olarak kalacaklar, Allah
katından ağırlanacaklardır. İyiler için Allah katındakiler daha hayırlıdır.
199 - Kitap ehlinden öyleleri var ki, Allah'a inanırlar, size
indirilene ve kendilerine indirilene -Allah'a boyun eğerek inanırlar. Allah'ın
âyetlerini az bir değere değişmezler. Onların mükafatı da Allah katındadır.
Şüphesiz Allah, hesabı çabuk görendir.
200 - Ey iman edenler! Sabredin, düşmanlarınıza karşı sebat
gösterin, nöbet bekleşin, Allah'dan gereğince korkun ki, kurtuluşa eresiniz.