GÜNCEL

SERİYYE VE GAZALAR

 

 


Seriyyeler

 

Mekkeli müşrikler her şeye rağmen, Peygamberimiz (s.a.v.) ve Müslümanların peşini bırakmış değillerdi. Medine'deki Yahudi ve münafıklarla el altından gizli gizli iş birliklerini sürdürerek İslâm nûrunu söndürmeye, Resûl-i Kibriya’nın vücudunu ortadan kaldırmaya matuf faaliyetlerine aralıksız devam ediyorlardı.

Peygamber Efendimiz, Kureyşin Suriye'ye giden ticaret yolunu kontrol altında tutmayı uygun buldu. Düşündükleri bir diğer tedbir de civarda yaşayan kabilelerle sulh anlaşmaları yapmaktı. Bu maksat ve gayelerle henüz Hicretin ilk yılında etrafa seriyyeleri göndermeye başladı.

"Seriyye", Peygamberimiz (s.a.v.)'in bizzat bulunmayıp, sahabîlerden herhangi birisinin kumandası altında gönderdikleri askerî birliklere denilir.



Hz. Hamza Komutasında İlk Seriyye




Medine'ye hicretlerinden yedi ay sonra, Ramazan ayında Resûl-i Ekrem Efendimiz, amcası Hz. Hamza'yı Mekkeli muhacirlerden otuz kişilik bir süvari grubunun başında, Kureyş müşriklerinden üç yüz kişilik bir birliğin muhafazasında Şam'dan Mekke'ye gitmekte olan ticaret kervanını gözetlemek için gönderdi.

Süvari birliğinin içinde Ensardan bir tek Müslüman yoktu. Çünkü onlar, sadece Medine içinde korumak üzere Peygamber Efendimize söz vermişlerdi. Bu sebepledir ki, Resûl-i Ekrem, Bedir Muharebesine kadar Ensardan hiç kimseyi askerî seferlere göndermemiştir.

Medine'den yola çıkan Hz. Hamza, İys nahiyelerinden biri olan Seyfü'l-Bahre'de, içinde Ebû Cehil'in de bulunduğu Kureyş kervanı ile karşılaştı. Taraflar çarpışmaya hazırlanırken, iki tarafın da dostu ve müttefiki bulunan Cühenîlerin reisi Mecdiy bin Amr aralarına girip çarpışmalarına mâni oldu.

 

Ubeyde bin Haris Komutasında İkinci Seriyye


Hz. Hamza'nın Medine'ye dönüşünden sonra, Peygamber Efendimiz Şevval ayında Ubeyde bin Hâris'i Nabiğ Vadisine gönderdi. Maiyetinde, muhacirlerden altmış süvari vardı. Nabiğ Vadisine giden Hz. Ubeyde, orada Kureyş müşriklerinden 200 kişi ile karşılaştı. Birbirlerine hafif ok atışlarında bulundular. Müslümanların safında ilk okSa'd bin Ebî Vakkas Hazretleri tarafından atıldı. Allah yolunda atılan ilk ok bu oldu.

Bunun dışında herhangi bir çatışma olmadan iki taraf birbirlerinden uzaklaştı.

 

 

Ebvâ Gazâsı




Hicretin birinci senesinin son ayı. Resûl-i Ekrem Efendimiz, ilk defa muhacirlerden altmış kişilik bir kuvvetle, yerine Sa'd bin Ubâde'yi vekil bırakarak Medine'den yola çıktı.

Efendimizin bu gazâya çıkış maksadı, etrafa saldırıp halkı rahatsız eden Kureyş müşrikleriyle karşılaşıp onlara göz dağı vermek, aynı zamanda Demre bin Bekiroğullarıyla anlaşma yapmak isteği idi.

Resûl-i Ekremin beyaz sancağını Hz. Hamza taşıyordu. Peygamber Efendimiz bu gazâda müşriklerle karşılaşmadı. Ancak, yola çıkışının ikinci maksadı olan Demre bin Bekiroğullarıyla anlaşmayı gerçekleştirdi. Benî Demre reisi ile yapılan yazılı anlaşmaya göre:

Ne Peygamberimiz (s.a.v.) onlarla, ne de onlar Peygamberimiz (s.a.v.) ile herhangi bir çarpışmaya girmeyeceklerdi. Birisi diğerinin düşmanına gizlice de olsa yardım etmeyecekti. Peygamber Efendimiz on beş gece sonra Medine'ye döndü.



Buvat Gazâsı

 

Peygamber Efendimiz, beraberinde 200 Muhacirle Medine'den yola çıktı. Maksadı, içlerinde azılı müşrik Ümeyye bin Halef'in de bulunduğu 100 kişilik bir muhafız grubun kontrolu altında hareket eden 2 500 develik büyük Kureyş kervanının üzerine yürüyerek, onlara göz dağı vermekti. Buvat Dağına kadar giden Resûl-i Ekrem kimseyle karşılaşmadı ve Medine'ye geri döndü

 

Safevan Gazâsı

 


Mekkeli müşriklerin adamlarından Kürz bin Cabir el-Fihrî, arkadaşlarıyla Medine otlaklarına kadar sokularak akın etmiş; Medinelilere ve Müslümanlara ait birçok hayvanı alıp götürmüştü. Bu baskın üzerine Peygamber Efendimiz Medine'de yerine Zeyd bin Hârise'yi vekil tayin ederek, mezkûr yağmacıyı takibe çıktı.

Bedir nâhiyesinin Safevân Vadisine kadar ilerledi. Ancak Kürz takib edildiğini haber almış olduğundan, daha önce sapa bir yoldan kaçmıştı. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.v.) Medine'ye geri döndü.

 

Uşeyre Gazâsı

 

Safevan Gazâsından üç ay sonra, Muhacir Müslümanlardan 150-200 kişiden müteşekkil bir askerî birlik ile Medine'den yola çıktı. Beraberinde otuz deve bulunuyordu ve mücahidler bu develere nöbetleşe biniyorlardı. Maksat, yine Kureyş'in Şâm'a göndermiş olduğu ticaret kervanını takib etmekti. 

Medine etrafını her bakımdan emniyet altına almak hususu üzerinde dikkatle duran Peygamberimiz (s.a.v.), burada daha önce anlaşma yaptığı Damreoğullarının müttefiki olan Benî Müdliç'le aynı mahiyette bir dostluk ve ittifak anlaşması imzaladı. Sonra da Medine'ye geri döndü.