9.Sures TEVBE (BERAE)
TEVBE SURESİ
TEVBE SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU
سْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم"
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
1.Beraetüm minallahi ve rasulihı ilellezıne ahettüm
minel müşrikın
2.Fe siyhu fil erdı erbeate eşhüriv va'lemu enneküm ğayru ma'cizillahi ve
ennellahe muhzil kafirın
3.Ve ezanüm minallahi ve rasulihı ilen nasi yevmel haccil ekberi ennallahe
berıüm minel müşrikıne ve rasulüh fe in tübtüm fe hüve hayrul leküm ve in
tevelleytüm fa'lemu enneküm ğayru mu'cizillah ve beşşirillezıne keferu bi
azabin elım
4.İllellezıne ahettüm minle müşrikıne sümme lem yenkusuküm şey'ev ve lem
yüzahiru aleyküm ehaden fe etimmu ileyhim ahdehüm ila müddetihim innellahe
yühıbbül müttekıyn
5.Fe izenselehal eşhürul hurumü faktülül müşrikıne hayüs vecedtümuhüm ve
huzuhüm vahsuruhüm vak'udu lehüm külle mersad fe in tabu ve ekamüs salate ve
atevüz zekate fe hallu sebılehüm innellahe ğafurur rahıym
6.Ve in ehadüm minel müşrikınestecarake fe ecirhü hatta yesmea kelamellahi
sümme eblığhu me'meneh zalik bi ennehüm kavmül la ya'lemun
7.Keyfe yekunü lil müşrikıne ahdün ındellahi ve ınde rasulihı illellezıne
ahettüm ındel mescidil haram fe mestekamu leküm festekıymu lehüm innellahe
yühıbbül mütekeyın
8.Keyfe ve iy yazheru aleyküm la yerkubu fiküm illevve la zimmeh yürduneküm bi
efvahihim ve te'ba kulubühüm ve ekseruhüm fasikun
9.İşterav ve ayatillahi semenen kalılen fe saddu an sebılih innehüm sae ma kanu
ya'melun
10.La yerkubune fı mü'minın illev ve la zimmeh ve laike hümül mu'tedun
11.Fe in tabu ve ekamüs salate ve atevüz zekate fe ıhvanüküm fid dın ve
nüfassılül ayati le kavmiy ya'lemun
12.Ve in nekesu eymanehüm mim ba'di ahdihim ve taanu fı dıniküm fe katilu
eimmetel küfri innehüm la eymane lehüm leallehüm yentehun
13.Ela tükatilune kavmen nekesu eymanehüm ve hemmu bi ıhracir rasuli ve hüm
bedeuküm evvele merrah e tahşevnehüm fellahü ehakku en tahşevhü in küntüm
mü'minın
14.Katiluhüm yüazzibhümüllahü bi eydıküm ve yuhzihim ve yensurküm aleyhim ve
yeşfi sudura kavmim mü'minın
15.Ve yüzhib ğayza kulubihim ve yetubüllahü ala mey yeşa' vallahü alımün hakım
16.Em hasibtüm en tütraku ve lemma ya'lemillahüllezıne cahedu minküm ve lem
yetehızu min dunillahi ve la rasulihı ve lel mü'minıne velıceh vallahü habırum
bi ma ta'melun
17.Ma kane lil müşrikıne ey ya'müru mesacidellahi şahidıne ala enfüsihm bil
küfr ülaike habitat a'malühüm ve fin nari hüm halidun
18.İnnema ya'müru mesacidellahi men amene billahi vel yvmil ahıri ve ekames
salate ve atez zekate ve lem yahşe illallahe fe asa ülaike ey yekunu minel
mühtedın
19.E cealtüm sikayetel hacci ve ımaratel mescidil harami ke men amen billahi
vel yevmil ahıri ve cahede fı sebılillah la yestevune ındellah vallahü la
yehdil kavmez zalimın
20.Ellezıne amenu ve haceru ve cahdu fı sebılillahi bi emvalihim ve enfüsihim
a'zamü deracetem ındellah ve ülaike hümül faizun
21.Yübeşşiruhüm rabbühüm bi rahmetim minhü ve rıdvaniv ve cennatil lehüm fıha
neıymüm mükıym
22.Halidıne fıha ebeda innellahe ındehu ecrun azıym
23.Ya eyyühellezıne amenu la tettehızu abaeküm ve ıhvaneküm evliyae
inistehabbül kküfra alel ıman ve mey yetevellehüm minküm fe ülaike hümüz zalimun
24.Kul in kane abaüküm ve ebnaüküm ve ıhvanüküm ve ezvacüküm ve aşıratüküm ve
emvalü nıkteraftümuha ve ticaratün tahşevne kesadeha ve mesakinü terdavneha
ehabbe ileyküm minallahi ve rasulihı ve cihadin fı sebılihı fe terabbesu hatta
ye'tiyallahü bi emrih vallahü la yehdil kavmel fasikıyn
25.Le kad nasarakümüllahü fı mevatıne kesırativ ve yevme hıneynin iz a'cebetküm
kesratüküm fe lem tuğni anküm şey'ev ve dakat aleykümül erdu bi ma rahubet
sümme velleytüm müdbirın
26.Sümme enezlellahü sekınetehu ala rasulihı ve alel mü'minıne ve enzele
cünudel lem teravha ve azzebellezıne keferu ve zalike cezaül kafirın
27.Sümme yetubüllahü min ba'di zalike ala mey yeşa' vallahü ğafurur rahıym
28.Ya eyyühellezıne amenu innemel müşrikun necesün fe la yakrabül mescidel
haram ba'de amihim haza ve in hıftüm ayleten fe sevfe yuğnıkümüllahü min
fadlihı in şa' innellahe alımün hakım
29.Katilüllezıne la yü'minune billahi ve la bil yevmil ahıri ve la yühürrimune
ma harremallahü ve rasulühu ve la yedınune dınel hakkı minellezıne utül kitübe
hatta yu'tul cizyete ay yediv vehüm sağırun
30.Ve kaletil yehudü uzeyrunibnüllahi ve kaletin nesaral mesıhubnüllah zalike
kavlühüm bi efvahaham yüdahiune kavlellezıne keferu min kabl katellehümullahü
enna yü'fekun
31.İttehazu ahbarahüm ve ruhbanehüm erbabem min dunillahi vel mesıhabne meryem
ve ma ümiru illa li ya'büdu ilahev vahıda la ilahe illa hu sübhanehu amma
yüşrikun
32.Yürıdune ey yutfiu nurallahi bi efvahihim ve ye'bellahü illa ey yütimme
nurahu ve lev kerihel kafirun
33.Hüvellezı ersele rasulehu bil hüda ve dınil hakkı li yuzhirahu aled dıni
küllihı ve lev kerihel müşrikun
34.Ya eyyühellezıne amenu inne kesıram minel ahbari ver ruhbani le ye'külune
emvalen nasi bil batıli ve yesuddune an sebılillah vellezıne yeknizunez zehebe
vel fiddate ve la yünfikuneha fı sebılillahi fe beşşirhüm bi azabin elım
35.Yevme yuhma aleyha fı nari cehenneme fe tükva biha cibahühüm ve cünubühüm ve
zuhuruhüm haza ma keneztüm li enfüsiküm fe zuku ma küntüm teknizun
36.İnne ıddeş şühuri ındellahisna aşera şehran fı kitabillahi yevme halekas
semavati vel erda miha erbeatüm hurum zaliked dınül kayyimü fe la tazlimu
fıhinne enfüseküm ve katilül müşrikıne kaffeten kema yükatiluneküm kaffeh
va'lemu ennallahe meal müttekıyn
37.İnnemen nesıü ziyadetün fil küfri yüdallü bihillezıne keferu yühıllünehu
amev ve yüharrimunehu amel li yüvatıu ıddete ma harramellahü fe yühıllu ma
harremellah züyyine lehüm suü a'malihim vallahü la yehdil kavmel kafirın
38.Ya eyyühellezıne amenu ma leküm iza kıyle lekümünfiru fı sebılillahis
sakaltüm ilel ard e radıytüm bil hayatid dünya minel ahırah fe ma metaul
hayatid dünya minel ahırah fe ma metaul hayatid dünya fil ahırati illa kalıl
39.İlla tenfiru yüazzibküm azaben elımev ve yestebdil kavmen ğayraküm ve la
teduruhu şey'a vallahü ala külli şey'in kadır
40.İlla tensuruhü fe kad nesarahüllahü iz ahracehüllezıne keferu saniyesneyni
iz hüma fil ğayri iz yekül li sahıbihı la tahzen innallahe meana fe enzelellahü
sekınetehu aleyhi ve eyyedehu bi cünudil lem teravha ve ceale kelimetellezıne
keferus süfla ve kelimetüllahi hiyel ulya vallahü azızün hakım
41.İnfiru hıfafev ve sikalev ve cahidu bi emvaliküm ve enfüsiküm fı sebılillah
zaliküm hayrul leküm in küntüm ta'lemun
42.Lev kane aradan karıbev ve seferan kasıdel lettebeuke ve lakim beudet
aleyhimüş şükkah ve se yahlifune billahi levisteta'na le haracna meaküm
yühlikune enfüsehüm vallahü ya'lemü innehüm le kazibun
43.Afallahü ank li me ezinte lehüm hatta yetebeyyene lekellezıne sadeku ve
ta'lemel kazibın
44.La yeste'zinükellezıne yü'minune billahi vel yevmil ahıri ey yücahidu bi
emvalihim ve enfüsihim vallahü alımüm bil müttekıyn
45.İnnema yeste'zinükellezıne la yü'minune billahi vel yevmil ahıri vertabet
kulubühüm fe hüm fı raybihim yeteraddedun
46.Ve lev eradül huruce le eaddu lehu uddetev ve lakin kerihellahümbiasehüm fe
sebbetahüm ve kıylek'udu meal kaıdın
47.Lev haracu fıküm ma zaduküm illa habalev ve le evdau hılaleküm yebğunekümül
fitneh ve fıküm semmaune lehüm vallahü alımüm biz zalimın
48.Lekadibteğavül fitnete min kablü ve kallebu lekel ümura hatta cael hakku ve
zahera emrullahi vehüm karihun
49.Ve minhüm mey yekulü'zel lı ve la teftinnı e la fil fitneti sekatu ve inne
cehenneme le mühıytatüm bil kafirın
50.İn tüsıbke hasenetün tesü'hüm ve in tüsıbke müsıybetüy yekulu kad ehazna
emrana min kablü ve yetevellev vehüm ferihun
51.Kul ley yüsıybena illa ma ketebellahü lena hüve mevlana ve alellahi fel
yetevekkelil mü'minun
52.Kul hel terabbesune bina illa ıhdel husneyeyn ve nahnü neterabbesu biküm ey
yüsıybekümüllahü bi azabim min ındihı ev bi eydına fe terabbesu inna meaküm
müterabbisun
53.Kul enfiku tav'an ev kerhel len yütekabbele minküm inneküm küntüm kavmen
fasikıyn
54.Ve ma meneahüm en tukbele minhüm nefekatühüm illa ennehüm keferu billahi ve
bi rasulihı ve la ye'tunes salate illa vehüm küsala ve la yünfikune illa vehüm
karihun
55.Fe la tü'cibke emvalühüm ve la evladühüm innema yürıdüllahü li yüazzibehüm
biha fil hayatid dünya ve tezheka enfüsühm ve hüm kafirun
56.Ve yahlifune billahi innehüm le minküm ve ma hüm minküm ve lakinnehüm kavmüy
yefrakun
57.Lev yecidune melceen ev meğaratin ev müddehalel le vellev ileyhi vehüm
yecmehun
58.Ve minhüm mey yelmizüke fis sadekat fe in u'tu minha radu ve il lem yu'tav
minha iza hüm yeshatun
59.Ve lev ennehüm radu ma atahümlahü ve rasulühu ve kalu hasbünallahü se
yü'tınellahü min fadlihı ye rasulühu inna ilallahi rağıbun
60.İnnemas sadekatü lil fükarai vel mesakıni vel amilıne aleyha vel müellefeti
kulubühüm ve firrikabi vle ğarimıne ve fı sebılillahi vebnis sebıl ferıdatem
minallah vallahü alımün hakım
61.Ve minhümüllezıne yü'zunen nebiyye ve yekulune hüve üzün kul üzünü hayril
leküm yü'minü billahi ve yü'minü lil mü'minıne ve rahmetül lillezıne amenu
minküm vellezıne yü'zune rasulellahi lehüm azabün elım
62.Yahlifune billahi leküm li yürduküm vallahü ve rasulühu ehakku ey yürduhü in
kanu mü'minın
63.E lem ya'lemu ennehu mey yühadidillahe ve rasulehu fe enne lehu nara
cehenneme haliden fıha zalikel hızyül azıym
64.Yahzerul münafikune en tünezzele aleyhim suratün tünebbiühüm bi ma fı
kulubihim kulistehziu innellahe muhricüm ma tahzerun
65.Ve lein seeltehüm le yekulünne innema künna nehudu ve nel'ab kul e billahi
ve ayatihı ve rasulihı küntüm testehziun
66.La ta'teziru kad kefartüm ba'de ımaniküm in na'fü an taifetim minküm nüazzib
taifetem bi ennehüm kanu mücrimın
67.El münafikun vel münafikatü ba'duhüm min ba'd ye'mürune bil münkeri ve
yenhevne anil ma'rufi ve yakbidune eydiyehüm nesüllahe fe nesiyehüm innel
münafikıyne hümül fasikun
68.Veadellahül münafikıyne vel münafikati vel küffara nara cehenneme halidıne
fıha hiye hasbühüm ve leanehümüllah ve lehüm azabüm mükıym
69.Kellezıne min kabliküm kanu eşedde minküm kuvvetev ve eksera emvalev ve
evlada festemteu bi halakıhim festemta'tüm bi halaıküm kemestem teallazıne min
kabliküm bi halakıhüm ve hudtüm kellezı hadu ülaike habitat a'malühüm fid dünya
vel ahırah ve ülaike hümül hasirun
70.E lem ye'tihim nebüllezıne min kablihim kavmi nuhıv ve adiv ve semude ve
kavmi ibrahıme ve ashabi medyene vel mü'tefikat etethüm rusülühüm bil beyyinat
fe ma kanellahü li yazlimehüm ve lakin kanu enfüsehüm yazlimun
71.Vel mü'minune vel mü'miratü ba'duhüm evliyaü ba'd ye'mürune bil ma'rufi ve
yenhevne anil münkeri ve yükıymunes salate ve yü'tunez zekate ve yütıy'unellahe
ve rasuleh ülaike se yerhamühümüllah innellaha azızün hakım
72.Veadellahül mü'minıne vel mü'minati cennatin tecrı min tahtihel enharu
halidıne fıha ve mesakine teyyibeten fı cennati adn ve rıdvanüm minallahi ekber
zalike hüvel fevzül azıym
73.Ya eyyühen nebiyyü cahidil küffara vel münafikıyne vağluz aleyhim ve
me'vahüm cehennem ve bi'sel mesıyr
74.Yahlifune billahi ma kalu ve le kad kalu kelimetel küfri ve keferu ba'de
islamihim ve hemmu bi ma lem yenalu ve ma nekamu illa en ağnahümüllahü ve
rasulühu min fadlih fe iy yetubu yekü hayral lehüm ve iy yetevellev
yüazzibhümüllahü azaben elımen fid dünya vel ahırah ve ma lehüm fil erdı miv
veliyyiv ve la nasıyr
75.Ve minhüm men ahedellahe le in atana min fadlihı le nessaddekanne ve le
nekunenne mines salihıyn
76.Felemma atahüm min fadlihı behılu bihı ve tevellev ve hüm mu'ridun
77.Fe a'kabehüm nifakan fı kulubihim ila yevmi yelkavnehu bi ma ahlefüllahe ma
veaduhü ve bi ma kanu yekzibun
78.E lem ya'lemu ennellahe ya'lemü sirrahüm ve necvahüm ve ennellahe allamül
ğuyub
79.Ellezıne yelmizunel mütteavviıyne minel mü'minıne fis sadekati vellezıne la
yecidune illa cühdehüm fe yesharune minhüm sehırallahü minhüm ve lehüm azabün
elım
80.İstağfir lehüm ev la testağfir lehüm in testağfir lehüm seb'ıyne merraten fe
ley yağfirallahü lehüm zalike bi ennehüm keferu billahi ve rasulih vallahü la
yehdil kavmel fasikıyn
81.Ferihal mühallefune bi mak'adihim hılafe rasulillahi ve kerehu ey yücahidu
bi emvalihim ve enfüsihim fı sebılillahi ve kalu la tenfiru fil harr kul naru
cehenneme eşddü harra lev kanu yefkahun
82.Fel yadhaku kalılev vel yebku kezıra cezaem bi ma kanu yeksibun
83.Fe ir raceakellahü ila taifetim minhüm feste'zenuke lil huruci fe kul len
tahrucu meıye ebedev ve len tükatilu meıye adüvva inneküm radıytüm bil kuudi
evvele merratin fak'udu meal halifın
84.Ve la tüsalli ala ehadim minhüm mate ebedev ve la tekum ala kabrih innehüm
keferu billahi ve rasulihı ve matu ve hüm fasikun
85.Ve la tu'cibke emvalühüm ve evladühüm innema yürıdüllahü ey yüazzibehüm biha
fid dünya ve tezheka enfüsühüm ve hüm kafirun
86.Ve iza ünzilet suratün en aminu billahi ve cahidu mea rasulihiste'zeneke
ülüt tavli minhüm ve kalu zerna neküm meal kaıdın
87.Radu bi ey yekunu meal havalifi ve tubia ala kulubihim fehüm la yefkahun
88.Lakinir rasulü vellezıne amenu meahu cahedu bi emvalihim ve enfüsihim ve
ülaike lehümül hayratü ve ülaikehümül müflihun
89.Eaddellahü lehüm cennati tecrı min tahtihel enharu halidıne fıha zalikel
fevzül azıym
90.Ve cael müazzirune minel a'rabi li yü'zene lehüm ve kaadellezıne kezebüllahe
ve rasuleh se yüsıybüllezıne keferu minhüm azabün elım
91.Leyse aled duafai ve la alel merda ve la alellezıne la yecidune me yünfikune
haracün iza nesahu lillahi ve rasulih ma alel muhsinıne min sebıl vallahü
ğafurur rahıym
92.Ve la alellezıne iza ma etevke li tahmilehüm kulte la ecidü ma ahmilüküm
aleyhi tevellev ve a'yünühüm tefıdu mined dem'ı hazenen ella yecidu ma yünfikun
93.İnnemes sebılü alellezıne yeste'zinuneke ve hüm ağniya' radu bi ey yekunu
meal havalifi ve tabeallahü ala kulubihim fehüm la ya'lemun
94.Ya'tezirune ilyküm iza raca'tüm ileyhim kul la ta'teziru len nü'mine leküm
kad nebbeenellahü min ahbariküm ve se yerallahü ameleküm ve rasulühu sümme
türaddune ila alimil ğaybi veş şehadeti fe yünebbiüküm bi ma küntüm ta'melun
95.Se yahlifune billahi leküm izenkalebtüm ileyhim li tu'ridu anhüm fe a'ridu
anhüm innehüm ricsüv ve me'vahüm cehennem cezaem bi ma kanu yeksibun
96.Yahlifune leküm li terdav anhüm fe in terdav anhüm fe innellahe la yerda
anil kavmil fasikıyn
97.El a'rabü eşeddü küfrav ve nifakav ve ecderu ella ya'lemu hudude ma
enzelellahü ala rasulih vallahü alımün hakım
98.Ve minel a'rabi mey yettehızü ma yünfiku mağramev ve yeterabbesu bikümüd
devair aleyhim dairatüs sev' vallahü semıun alım
99.Ve minel a'rabi mey yü'minü billahi vel yevmil ahıri ve yettehızü ma yünfiku
kurubatin ındellahi ve salevatir rasul ela inneha kurbetül lehüm se
yüdhılühümüllahü fı rahmetih innellahe ğafurur rahıym
100.Ves sabikunel evvelune minel mühacirıne vel ensari vellezınettebeuhüm bi
ıhsanir radıyallahü anhüm ve radu anhü ve eadde lehüm cennatin tecrı tahtehel
enharu halidıne fıha ebeda zalikel fevzül azıym
101.Ve mimmen havleküm minel a'rabi münafikun ve min ehlil medıneti meradu alen
nifakı la ta'lemühüm nahnü na'lemühüm se nüazzibühüm merrateyni sümme yüraddune
ila azabin azıym
102.Ve aharuna'terafu bi zünubbihim haletu amelen salihav ve ahara seyyia
asellahü ey yetube aleyhim innellahe ğafurur rahıym
103.Huz min emvalihim sadekaten tütahhiruhüm ve tüzekkıhim biha ve salli
aleyhim inne salateke sekenül lehüm vallahü semıun alım
104.E lem ya'lemu ennellahe hüve yakbelüt tevbete an ıbadihı ve ye'huzüs
sadekati ve ennellahe hüvet tevvabür rahıym
105.Ve kulı'melu fe se yerallahü ameleküm ve rasulühu vel mü'minun ve se
türaddune ila alimil ğaybi veş şehadeti fe yünebbiüküm bi ma küntüm ta'melun
106.Ve aharune mürcevne li emrillahi imma yüazzibühüm ve imma yetubü aleyhim
vallahü alımün hakım
107.Vellezınettehazu mesciden dırarav ve küfrav ve tefrıkam beynel mü'minıne ve
irsadel li men habellahe ve rasulehu min kabl ve le yahlifünne in eradna illel
husna vallahü yeşhedü innehüm le kazibun
108.La tekum fıhi ebeda le mescidün üssise alet takva min evveli yevmin ehakku
en tekume fıh fıhi ricalüy yühıbbune ey yetetahheru vallahü yühıbbül müttahhirın
109.E fe men essese bünyanehu ala katva minallahi ve rıdvanin hayrun em men
essese bünyanehu ala şefacürufin harin fenhara bihı fı nari cehennem vallahü la
yehdil havmez zalimın
110.La yezalü bünyanühümlezı benev rıbeten fı kulubihim illa en tekattaa
kulubühüm yallahü alımün hakım
111.İnnellaheştera minel mü'minıne enfüshehüm ve emvalehüm bi enne lehümül
cenneh yükatilune fı sebılillahi fe yaktülune ve yuktelune va'den aleyhi hakkan
fit tevrati vel incıli vel kur'an ve men evfa bi ahdihı festebşiru bi
bey'ıkümlezı bay'tüm bih ve zalike hümvel fevzül azıym
112.Ettaibunel abidunel hamidunes saihuner rakiunes sacidunel amirune bil
ma'rufi ven nahune anil mümkeri vel hafizune li hududillah ve beşşiril mü'minın
113.Ma kane lin nebiyyi vellezıne amenu ey yestağfiru lil müşrikıne velev kanu
ülı kurba mim ba'di ma tebeyyene lehüm ennehüm ashabül cehıym
114.Ve ma kanestiğfaru ibrahıme li ebıhi illa am mev'ıdetiv veadeha iyyah
felemma tebeyyene lehu ennehu adüvvül lilhahi teberrae minh inne ibrahıme le
evvahün halım
115.Ve ma kanellahü li yüdılle kavmem ba'de iz hedahüm hatta yübeyyine lehüm ma
yettekun innellahe bi külli şey'in alım
116.İnnellahe lehu mülküs semavati vel ard yuhyı ve yümıt ve ma leküm min
dunillahi miv veliyyiv ve la nasıyr
117.Le kad tabellahü alen nebiyyi vel mühacirıne vel ensarillezınettebeuhü fı
saatil usrati mim ba'di ma kade yezığu kulubü ferıkım minhüm sümme tabe aleyhim
innehu bihim raufür rahıym
118.Ve ales selasetillezıne hulifu hatta iza dakat aleyhimül erdu bi ma rahubet
ve dakat aleyhim enfüsühüm ve zannu el la melcee minallahi illa ileyh sümme
tabe aleyhim li yetubu innellahe hüvet tevvabür rahıym
119.Ya eyyühellezıne amenüttekullahe ve kunu meas sadikıyn
120.Ma kane li ehlil medıneti ve men havlehüm minel a'rabi ey yetehallefu ar
rasulillahi ve la yerğabu bi enfüsihim an nefsih zalike bi ennehüm la
yüsıybühüm zameüv ve la nesabü v ve la mahmesatün fı sebılillahi ve la yetaune
mevtıey yeğıyzul küffara ve la yenalune min adüvvin neylen illa kütibe lehüm
bihı amelün salıh innellahe la yüdıy'u ecral muhsinın
121.Ve la yünfikune nefekaten sağıyratev ve la kebıratev ve la kebıratev ve la
yaktaune vadiyen illa kütibe lehüm li yecziyehümullahü ahsene ma kanu ya'melun
122.Ve ma kanel mü'minune li yenfiru kaffeh fe lev la nefera min külli firkatim
minhüm taifetül li yetefekkahu fid dıni ve li yünziru kavmehüm iza raceu
ileyhim leallehüm yahzerun
123.Ya eyyühellezıne amenu katilüllezıne yaluneküm minel küffari vel yecidu
fıküm ğılzah va'lemu ennallahe meal müttekıyn
124.Ve iza ma ünzilet zuratün fe minhüm mey yekulü eyyüküm zadethü hazihı ımana
fe emmellezıne amenu fe zadethüm ımanev vehüm yestebşirun
125.Ve emmellezıne fı kulubihim meradnu fe zadethüm ricsen ila ricsihim ve matu
ve hüm kafirun
126.E ve la yeravne ennehüm yüftenune fı külli amim merraten ev merrateyni
sümme la yetubune ve la hüm yezzekkerun
127.Ve iza ma ünzilet suratün nezara ba'duhüm ila ba'd hel yeraküm min ehadin
sümmensarafu sarafellahü kulubehüm bi ennehüm kavmül la yefkahun
128.Le kad caeküm rasulüm min enfüsiküm azızün aleyhi ma anittüm harısun
aleyküm bil mü'minıne raufür rahıym
129.Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illa hu aleyhi tevekkeltü ve
hüve rabbül arşil azıym
TEVBE SURESİ TÜRKÇE ANLAMI
سْــــــــــــــــــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم"
RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADIYLA
1.Allah ve Resûlünden,kendileriyle antlaşma
yapmış olduğunuz müşriklere bir ültimatomdur:
2.Yeryüzünde dört ay daha dolaşın. Şunu bilin ki,
siz Allah'ı âciz bırakacak değilsiniz; Allah ise, inkârcıları perişan edecektir.
3.Hacc-ı ekber gününde1, Allah ve Resûlünden bütün
insanlara bir bildiridir: Allah ve Resûlü, Allah'a ortak koşanlardan uzaktır.
Eğer tövbe ederseniz, bu sizin için hayırlıdır. Ama yüz çevirirseniz, şunu iyi
bilin ki, siz Allah'ı âciz bırakabilecek değilsiniz. İnkârcılara, elem dolu bir
azabı müjdele!
4.Ancak Allah'a ortak koşanlardan, kendileriyle
antlaşma yapmış olduğunuz, sonra da antlaşmalarında size karşı hiçbir eksiklik
yapmamış ve sizin aleyhinize hiç kimseye yardım etmemiş olanlar, bu hükmün
dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayın.
Şüphesiz Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever.
5.Haram aylar çıkınca bu Allah'a ortak koşanları
artık bulduğunuz yerde öldürün, onları yakalayıp hapsedin ve her gözetleme
yerine oturup onları gözetleyin. Eğer tövbe ederler, namazı kılıp zekâtı da
verirlerse, kendilerini serbest bırakın. Şüphesiz Allah çok bağışlayıcıdır, çok
merhamet edicidir.
6.Eğer Allah'a ortak koşanlardan biri senden
sığınma talebinde bulunursa, Allah'ın kelâmını işitebilmesi için ona sığınma
hakkı tanı. Sonra da onu güven içinde olacağı yere ulaştır. Bu, onların
bilmeyen bir kavim olmaları sebebiyledir.
7.Allah'a ortak koşanların Allah katında ve Resûlü
yanında bir ahdi nasıl olabilir? Ancak Mescid-i Haram'ın yanında kendileriyle
antlaşma yaptıklarınız başkadır. Bunlar size karşı dürüst davrandığı sürece, siz
de onlara dürüst davranın. Çünkü Allah kendine karşı gelmekten sakınanları
sever.
8.Onların bir ahdi nasıl olabilir ki! Eğer onlar
size üstün gelselerdi, ne akrabalık (bağlarını), ne de antlaşma (yükümlülüğünü)
gözetirlerdi. Ağızlarıyla sizi hoşnut etmeye çalışıyorlar, oysa kalpleri buna
karşı çıkıyor. Onların pek çoğu fasık kimselerdir.
9.Allah'ın âyetlerini az bir karşılığa değiştiler
de insanları onun yolundan alıkoydular. Bunların yapmakta oldukları şeyler
gerçekten ne kötüdür!
10.Bir mü'min hakkında ne akrabalık (bağlarını),
ne de antlaşma (yükümlülüğünü) gözetirler. İşte onlar taşkınlık yapanların ta
kendileridir.
11.Fakat tövbe edip, namazı kılar ve zekâtı
verirlerse, artık onlar sizin din kardeşlerinizdir. Bilen bir kavme âyetleri
işte böyle ayrı ayrı açıklarız.
12.Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozup
dininize dil uzatırlarsa, küfrün ele başlarıyla savaşın. Çünkü onlar
yeminlerine riâyet etmeyen kimselerdir. Umulur ki, vazgeçerler.
13.Yeminlerini bozan, peygamberi yurdundan
çıkarmaya kalkışan ve üstelik size tecavüzü ilk defa kendileri başlatan bir
kavimle savaşmaz mısınız? Yoksa onlardan korkuyor musunuz? Oysa Allah, -eğer
siz gerçek mü'minler iseniz- kendisinden korkmanıza daha lâyıktır.
14, 15.Onlarla savaşın ki, Allah onlara sizin ellerinizle
azap etsin, onları rezil etsin, onlara karşı size yardım etsin, mü'min
topluluğun gönüllerini ferahlatsın ve onların kalplerindeki öfkeyi gidersin.
Allah dilediğinin tövbesini kabul eder. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve
hikmet sahibidir.
16.Yoksa; Allah içinizden, Allah'tan, Resûlünden
ve mü'minlerden başkasını kendilerine sırdaş edinmeksizin cihad edenleri ayırt
etmeden bırakılacağınızı mı sandınız? Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla
haberdardır.
17.Allah'a ortak koşanların, inkârlarına bizzat
kendileri şahitlik edip dururken, Allah'ın mescitlerini imar etmeleri
düşünülemez. Onların bütün amelleri boşa gitmiştir. Onlar ateşte ebedî
kalacaklardır.
18.Allah'ın mescitlerini, ancak Allah'a ve ahiret
gününe inanan, namazı dosdoğru kılan, zekâtı veren ve Allah'tan başkasından
korkmayan kimseler imar eder. İşte onların doğru yolu bulanlardan olmaları
umulur.
19.Siz hacılara su dağıtmayı ve Mescid-i Haram'ın
bakım ve onarımını, Allah'a ve âhiret gününe iman edip Allah yolunda cihad eden
kimse(lerin amelleri) gibi mi tuttunuz? Bunlar Allah katında eşit olmazlar.
Allah zâlim topluluğu doğru yola erdirmez.
20.İman edip hicret eden ve Allah yolunda
mallarıyla, canlarıyla cihad eden kimselerin mertebeleri, Allah katında daha
üstündür. İşte onlar, başarıya erenlerin ta kendileridir.
21.Rableri onlara, kendi katından bir rahmet, bir
hoşnutluk ve kendilerine içinde tükenmez nimetler bulunan cennetler
müjdelemektedir.
22.Onlar orada ebedi kalacaklardır. Şüphesiz,
Allah katında büyük bir mükafat vardır.
23.Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih
ederlerse, babalarınızı ve kardeşlerinizi bile dost edinmeyin. İçinizden kim
onları dost edinirse, işte onlar, zalimlerin ta kendileridir.
24.De ki: "Eğer babalarınız, oğullarınız,
kardeşleriniz, eşleriniz, aşiretiniz, kazandığınız mallar, kesada uğramasından
korktuğunuz bir ticâret ve beğendiğiniz meskenler size Allah'tan,
peygamberinden ve onun yolunda cihattan daha sevgili ise, artık Allah'ın emri
gelinceye kadar bekleyin! Allah fasık topluluğu doğru yola erdirmez."
25.Andolsun, Allah birçok yerde ve Huneyn savaşı
gününde size yardım etmiştir. Hani, çokluğunuz size kendinizi beğendirmiş,
fakat (bu çokluk) size hiçbir yarar sağlamamış, yeryüzü bütün genişliğine
rağmen size dar gelmişti. Nihayet (bozularak) gerisin geriye dönüp kaçmıştınız.
26.Sonra Allah, Resûlü ile mü'minler üzerine kendi
katından güven duygusu ve huzur indirdi. Bir de sizin göremediğiniz ordular
indirdi ve inkar edenlere azap verdi. İşte bu, inkârcıların cezasıdır.
27.Sonra Allah, bunun ardından yine dilediği
kimsenin tövbesini kabul eder. Allah çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.
28.Ey iman edenler! Allah'a ortak koşanlar ancak
bir pislikten ibarettir. Artık bu yıllarından sonra, Mescid-i Haram'a
yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, Allah dilerse lütfuyla sizi
zengin kılar. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
29.Kendilerine kitap verilenlerden Allah'a ve
ahiret gününe iman etmeyen, Allah'ın ve Resûlünün haram kıldığını haram
saymayan ve hak din İslam'ı din edinmeyen kimselerle, küçülerek (boyun eğerek)
kendi elleriyle cizyeyi verinceye kadar savaşın.
30.Yahudiler, "Üzeyr Allah'ın oğludur"
dediler. Hırıstiyanlar ise, "İsa Mesih Allah'ın oğludur" dediler. Bu
onların ağızlarıyla söyledikleri (gerçeği yansıtmayan) sözleridir. Onların bu
sözleri daha önce inkar etmiş kimselerin söylediklerine benziyor. Allah onları
kahretsin. Nasıl da haktan çevriliyorlar!
31.(Yahudiler) Allah'ı bırakıp, hahamlarını;
(hırıstiyanlar ise) rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih'i rab edindiler. Oysa,
bunlar da ancak, bir olan Allah'a ibadet etmekle emrolunmuşlardır. Ondan başka
hiçbir ilah yoktur. O, onların ortak koştukları her şeyden uzaktır.
32.Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek
istiyorlar. Oysa kafirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka
bir şeye razı olmaz.
33.O, Allah'a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile
dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.
34.Ey iman edenler! Hahamlardan ve rahiplerden
birçoğu, insanların mallarını haksız yollarla yiyorlar ve Allah'ın yolundan
alıkoyuyorlar. Altın ve gümüşü biriktirip gizleyerek onları Allah
yolunda harcamayanları elem dolu bir azapla müjdele.
35.O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da
onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla dağlanacak ve, "İşte bu,
kendiniz için biriktirip sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip
sakladıklarınızı"! denilecek.
36.Şüphesiz Allah'ın gökleri ve yeri yarattığı
günkü yazısında, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram
aylardır. İşte bu Allah'ın dosdoğru kanunudur. Öyleyse o aylarda kendinize zulmetmeyin.
Fakat Allah'a ortak koşanlar sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa, siz de
onlarla topyekûn savaşın. Bilin ki Allah, kendine karşı gelmekten sakınanlarla
beraberdir.
37.Haram ayları ertelemek, ancak inkarda daha da
ileri gitmektir ki bununla inkar edenler saptırılır. Allah'ın haram kıldığı
ayların sayısına uygun getirip böylece Allah'ın haram kıldığını helal kılmak
için Haram ayı bir yıl helâl, bir yıl haram sayıyorlar. Onların bu çirkin
işleri, kendilerine süslenip güzel gösterildi. Allah inkarcı toplumu doğru yola
iletmez.
38.Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size
"Allah yolunda sefere çıkın" denilince, yere çakılıp kaldınız.Yoksa
ahiretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahirete göre dünya
hayatının yararı, pek az bir şeydir.
39.Eğer Allah yolunda sefere çıkmazsanız, sizi
elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum
getirir. Siz ise ona hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye hakkıyla gücü
yetendir.
40.Eğer siz ona (Peygamber'e) yardım etmezseniz,
(biliyorsunuz ki) inkar edenler onu iki kişiden biri olarak (Mekke'den)
çıkardıkları zaman, ona bizzat Allah yardım etmişti. Hani onlar mağarada
bulunuyorlardı. Hani o arkadaşına, "Üzülme, çünkü Allah bizimle
berâber" diyordu. Allah da onun üzerine güven duygusu ve huzur indirmiş,
sizin kendilerini görmediğiniz bir takım ordularla onu desteklemiş, böylece
inkar edenlerin sözünü alçaltmıştı. Allah'ın sözü ise en yücedir. Allah mutlak
güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
41.Gerek yaya olarak, gerek binek üzerinde Allah
yolunda sefere çıkın. Mallarınızla, canlarınızla Allah yolunda cihad edin. Eğer
bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.
42.Eğer yakın bir dünya menfaati ve kolay bir
yolculuk olsaydı, (sefere katılmayan münafıklar da) mutlaka sana uyarlardı.
Fakat meşakkatli yol, onlara uzak geldi. Gerçi onlar, "Eğer gücümüz
yetseydi, elbette sizinle beraber çıkardık" diye Allah'a yemin
edeceklerdir. Onlar kendilerini helâke sürüklüyorlar. Allah biliyor ki onlar
kesinlikle yalancıdırlar.
43.Allah seni affetsin! Doğru söyleyenler sana
iyice belli olup, yalancıları bilinceye kadar beklemeden niçin onlara izin
verdin?
44.Allah'a ve âhiret gününe iman edenler,
mallarıyla ve canlarıyla cihad etmekten geri kalmak için senden izin
istemezler. Allah kendine karşı gelmekten sakınanları çok iyi bilendir.
45.Ancak Allah'a ve ahiret gününe inanmayan,
kalpleri şüpheye düşüp kendileri de o şüphelerinin içinde bocalayan kimseler
senden izin isterler.
46.Onlar eğer savaşa çıkmak isteselerdi, elbette
bunun için bir hazırlık yaparlardı. Fakat Allah onların harekete geçmelerini
istemedi de onları geri bıraktı ve onlara, "Oturun oturan acizlerle
beraber" denildi.
47.Eğer onlar da sizin içinizde (sefere)
çıksalardı, size bozgunculuktan başka bir katkıları olmayacak ve sizi fitneye
düşürmek için aranızda koşuşturacaklardı. Aranızda onları dinleyecek kişiler de
vardı. Allah zalimleri hakkıyla bilendir.
48.Andolsun bunlar daha önce de fitne çıkarmak
istemişler ve sana karşı türlü türlü işler çevirmişlerdi. Nihayet hak geldi ve
onlar istemedikleri halde Allah'ın dini galip geldi.
49.Onlardan "Bana izin ver, beni fitneye
(isyana) sevketme" diyen de vardır. Bilesiniz ki onlar (böyle diyerek)
fitnenin ta içine düştüler. Şüphesiz ki cehennem kâfirleri elbette kuşatacaktır.
50.Sana bir iyilik gelirse, bu onları üzer. Eğer
başına bir musîbet gelirse, "Biz tedbirimizi önceden almıştık" derler
ve sevinerek dönüp giderler.
51.De ki: "Bizim başımıza ancak, Allah'ın
bizim için yazdığı şeyler gelir. O bizim yardımcımızdır. Öyleyse mü'minler,
yalnız Allah'a güvensinler."
52.De ki: "Bizim için siz, (şehitlik veya
zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini bekleyebilirsiniz. Biz de,
Allah'ın kendi katından veya bizim ellerimizle size ulaştıracağı bir azabı
bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz."
53.Yine de ki: "İster gönüllü, ister gönülsüz
olarak harcayın, sizden asla kabul olunmayacaktır. Çünkü siz fasık bir
topluluksunuz."
54.Harcamalarının kabul edilmesine, yalnızca,
Allah'ı ve Rasûlünü inkar etmeleri, namaza ancak üşene üşene gelmeleri ve ancak
gönülsüzce harcamaları engel olmuştur.
55.Onların malları ve çocukları seni
imrendirmesin. Allah bununla ancak onlara dünya hayatında azap etmeyi ve
canlarının kâfir olarak çıkmasını istiyor.
56.Kesinlikle sizden olduklarına dâir Allah'a
yemin ederler. Oysa onlar sizden değillerdir. Fakat onlar korkudan ödleri
patlayan bir topluluktur.
57.Eğer sığınacak bir yer veya (gizlenecek)
mağaralar yahut girilecek bir delik bulsalardı, hemen koşarak oraya kaçarlardı.
58.İçlerinden sadakalar konusunda sana dil
uzatanlar da var. Kendilerine ondan bir pay verilirse, hoşnut olurlar; eğer
kendilerine ondan bir pay verilmezse, hemen kızarlar.
59.Eğer onlar Allah ve Resûlünün kendilerine
verdiğine razı olup, "Bize Allah yeter. Lütuf ve ihsanıyla Allah ve Resûlü
ileride bize yine verir. Biz yalnız Allah'a rağbet eder (onun ihsanını
ister)iz" deselerdi, kendileri için daha hayırlı olurdu.
60.Sadakalar (zekatlar), Allah'tan bir farz olarak
ancak fakirler, düşkünler, zekât toplayan memurlar, kalpleri İslam'a
ısındırılacak olanlarla (özgürlüğüne kavuşturulacak) köleler, borçlular, Allah
yolunda cihad edenler ve yolda kalmış yolcular içindir. Allah hakkıyla
bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
61.Yine onlardan peygamberi inciten ve "O
(her söyleneni dinleyen) bir kulaktır" diyen kimseler de vardır. De ki:
"O sizin için bir hayır kulağıdır ki Allah'a inanır, mü'minlere inanır
(güvenir). İçinizden inanan kimseler için bir rahmettir. Allah'ın Resûlünü
incitenler için ise elem dolu bir azap vardır."
62.Sizi razı etmek için, Allah'a yemin ederler.
Eğer gerçekten mü'min iseler (bilsinler ki), Allah ve Resûlü'nü razı etmeleri
daha önceliklidir.
63.Allah'a ve Resûlüne karşı gelen kimseye, içinde
ebedî kalacağı cehennem ateşinin olduğunu bilmediler mi? İşte bu, büyük bir
rezilliktir.
64.Münafıklar, kalplerinde olan şeyleri, yüzlerine
karşı açıkça haber verecek bir sûrenin üzerlerine indirilmesinden çekinirler.
De ki: "Siz alay ede durun! Allah, çekindiğiniz o şeyi ortaya
çıkaracaktır."
65.Şâyet kendilerine (niçin alay ettiklerini)
sorsan, "Biz sadece lâfa dalmıştık ve aramızda eğleniyorduk", derler.
De ki: "Allah'la, onun âyetleriyle ve peygamberiyle mi eğleniyordunuz?"
66.Boşuna özür dilemeyin! Çünkü siz, (sözde) iman
ettikten sonra küfrünüzü açığa vurdunuz. İçinizden (tövbe eden) bir zümreyi
affetsek bile, suçlarında ısrar etmeleri sebebiyle, diğer bir zümreye azap
edeceğiz.
67.Münafık erkekler ve münafık kadınlar
birbirlerindendir (birbirlerinin benzeridir). Kötülüğü emredip, iyiliği yasaklarlar,
ellerini de sıkı tutarlar. Onlar Allah'ı unuttular; Allah da onları unuttu.
Şüphesiz münafıklar, fasıkların ta kendileridir.
68.Allah erkek münafıklara, kadın münafıklara ve
kafirlere, içinde ebedî kalmak üzere cehennem ateşini vadetti. O, onlara yeter.
Allah onlara lanet etmiştir. Onlar için sürekli bir azap vardır.
69.(Ey münafıklar!), siz de tıpkı, sizden
öncekiler gibisiniz: Onlar sizden daha güçlü, malları ve çocukları daha
fazlaydı. Onlar paylarına düşenden faydalanmışlardı. Sizden öncekilerin,
paylarına düşenden faydalandığı gibi siz de payınıza düşenden öylece
faydalandınız ve onların daldığı gibi, siz de (dünya zevkine) daldınız. İşte
onların dünyada da ahirette de amelleri boşa gitmiştir. İşte onlar ziyana
uğrayanların ta kendileridir.
70.Onlara kendilerinden öncekilerin; Nûh, Âd ve
Semûd kavimlerinin; İbrahim'in kavminin; Medyen halkının ve yerle bir olan
şehirlerin haberleri ulaşmadı mı? Peygamberleri onlara apaçık mucizeler
getirmişti. (Ama inanmadılar Allah da onları cezalandırdı.) Demek ki Allah
onlara zulmediyor değildi, ama onlar kendilerine zulmediyorlardı.
71.Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar
birbirlerinin dostlarıdır. İyiliği emreder, kötülükten alıkoyarlar. Namazı
dosdoğru kılar, zekâtı verirler. Allah'a ve Resûlüne itaat ederler. İşte
bunlara Allah merhamet edecektir. Şüphesiz Allah mutlak güç sahibidir, hüküm ve
hikmet sahibidir.
72.Allah mü'min erkeklere ve mü'min kadınlara,
ebedi olarak kalacakları, içinden ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde
çok güzel köşkler vadetti. Allah'ın rızası ise, bunların hepsinden daha
büyüktür. İşte bu büyük başarıdır.
73.Ey peygamber! Kafirlere ve münafıklara karşı
cihad et ve onlara karşı çetin ol. Onların varacakları yer cehennemdir. Ne kötü
bir varış yeridir orası!
74.Bir şey söylemediklerine dair Allah'a yemin
ediyorlar. Halbuki o küfür sözünü söylediler ve (sözde) müslüman olduktan sonra
inkar ettiler. Ayrıca başaramadıkları şeye (peygamberi öldürmeye) de
yeltendiler. Sırf, Allah ve Resûlü kendi lütfu ile onları zengin kıldığı için intikam
almaya kalktılar. Eğer tövbe ederlerse kendileri için hayırlı olur. Şayet yüz
çevirirlerse Allah onları dünyada ve ahirette elem dolu bir azaba
çarptıracaktır. Artık onlar için yeryüzünde ne bir dost ne de bir yardımcı
vardır.
75.İçlerinden, "Eğer Allah bize lütuf ve
kereminden verirse mutlaka bol bol sadaka veririz ve mutlaka salihlerden
oluruz" diye Allah'a söz verenler de vardır.
76.Fakat Allah lütuf ve kereminden onlara verince,
onda cimrilik ettiler ve yüz çevirerek dönüp gittiler.
77.Allah'a verdikleri sözü tutmadıkları ve yalan
söyledikleri için o da kalplerine, kendisiyle karşılaşacakları güne kadar
(sürecek) bir nifak soktu.
78.Allah'ın, içlerinde gizlediklerini ve
fısıltılarını bildiğini ve Allah'ın gaybleri çok iyi bilen olduğunu bilmediler
mi?
79.Sadakalar hususunda gönüllü bağışta bulunan
mü'minlerle, güçlerinin yettiğinden başkasını bulamayanları çekiştirip onlarla
alay edenler var ya; işte Allah asıl onları maskaraya çevirmiştir. Onlar için
elem dolu bir azap vardır.
80.Onlar için ister bağışlanma dile ister dileme
(farketmez.) Onlar için yetmiş kez bağışlanma dilesen de, Allah onları asla
affetmeyecektir. Bu, onların Allah ve Resûlünü inkâr etmiş olmaları
sebebiyledir. Allah fasık topluluğu doğru yola iletmez.
81.Allah'ın Resûlüne karşı gelerek (sefere
çıkmayıp) geri bırakılanlar, oturup kalmalarına sevindiler. Allah yolunda
mallarıyla canlarıyla cihad etmek hoşlarına gitmedi ve "Bu sıcakta sefere
çıkmayın" dediler. De ki: "Cehennemin ateşi daha sıcaktır."
Keşke anlasalardı.
82.Artık kazandıklarının karşılığı olarak, az
gülsünler, çok ağlasınlar.
83.Eğer (bundan böyle) Allah seni onlardan bir
zümrenin yanına döndürür de, onlar (sefere) çıkmak için senden izin isterlerse,
de ki: "Artık siz benimle birlikte ebediyyen çıkmayacak ve benimle birlikte
hiçbir düşmanla asla savaşmayacaksınız. Çünkü siz baştan yerinizde oturup
kalmaya razı oldunuz. Şimdi de geri kalan (kadın ve çocuk)larla birlikte
oturun."
84.Onlardan ölen hiçbirine asla namaz kılma ve kabrinin başında durma. Çünkü onlar
Allah'ı ve Resûlünü inkâr ettiler ve fasık olarak öldüler.
85.Onların malları ve evlatları seni
imrendirmesin. Allah bunlarla ancak, dünyada kendilerine azap etmeyi ve
canlarının kafir olarak çıkmasını istiyor.
86."Allah'a iman edin ve Resûlü ile birlikte
cihat edin" diye bir sûre indirildiğinde, onlardan servet sahibi olanlar,
senden izin istediler ve "Bizi bırak da oturup kalanlarla birlikte
olalım" dediler.
87.Onlar geride kalan (kadın ve çocuk)larla
birlikte olmaya razı oldular ve kalpleri mühürlendi. Artık onlar anlamazlar.
88.Fakat peygamber ve beraberindeki mü'minler,
mallarıyla, canlarıyla cihat ettiler. Bütün hayırlar işte bunlarındır. İşte
bunlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
89.Allah onlara, içinde ebedî kalacakları, içinden
ırmaklar akan cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.
90.Bedevîlerden mazeret ileri sürenler,
kendilerine izin verilsin diye geldiler. Allah'a ve Resûlüne yalan söyleyenler
ise (mazeret bile belirtmeden) oturup kaldılar. Onlardan kâfir olanlara elem
dolu bir azap isabet edecektir.
91.Allah'a ve Resûlüne karşı sadık ve samimi
oldukları takdirde, güçsüzlere, hastalara ve (seferde) harcayacakları bir şey
bulamayanlara (sefere katılmadıkları için) bir günah yoktur. İyilikte bulunan
kimselerin (kınanması) için de bir sebep yoktur. Allah çok bağışlayandır, çok
merhamet edendir.
92.Kendilerini bindirip (cepheye) sevk edesin diye
sana geldikleri zaman, senin, "Sizi bindirebileceğim bir şey
bulamıyorum" dediğin; bu uğurda harcayacakları bir şey bulamadıklarından
dolayı üzüntüden gözleri yaş döke döke geri dönen kimselere de bir sorumluluk
yoktur.
93.Sorumluluk ancak, zengin oldukları halde senden
izin isteyenleredir. Bunlar, geri kalan (kadınlarla) birlikte olmaya razı
oldular. Allah ta kalplerini mühürledi. Artık onlar bilmezler.
94.Onlara döndüğünüzde, size mazeret beyan edeceklerdir.
De ki: "Mazeret beyan etmeyin. Size kesinlikle inanmayız. Çünkü Allah bize
sizin durumunuzu bildirdi. Bundan böyle davranışlarınızı Allah da Resûlü de
görecek. Sonra hepiniz, gaybı da görülen âlemi de bilene döndürüleceksiniz de
yapmakta olduğunuz şeyleri size haber verecek."
95.Yanlarına döndüğünüz zaman, kendilerini rahat
bırakmanız için size Allah adıyla yemin edeceklerdir. Artık onların peşini
bırakın. Çünkü onlar pistir. Kazandıklarının karşılığı olarak, varacakları yer
de cehennemdir.
96.Kendilerinden razı olasınız diye, size yemin
edeceklerdir. Siz onlardan razı olsanız bile, Allah o fasıklar topluluğundan
asla razı olmaz.
97.Bedevîler inkâr ve nifak bakımından daha ileri
ve Allah'ın peygamberine indirdiği hükümlerin sınırlarını tanımamaya daha
yatkındırlar. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
98.Bedevîlerden öyleleri vardır ki, (Allah
yolunda) harcayacakları şeyi bir zarar sayar ve (bundan kurtulmak için) size
belalar gelmesini beklerler. Kötü belâlar kendi başlarına olsun. Allah hakkıyla
işitendir, hakkıyla bilendir.
99.Bedevîlerden kimileri de vardır ki, Allah'a ve
ahiret gününe inanır. Harcayacaklarını, Allah katında yakınlığa ve Peygamberin
dualarını almağa vesile sayarlar. Bilesiniz ki bu, (Allah katında) onlar için
yakınlıktır. Allah onları rahmetine sokacaktır. Şüphesiz Allah, çok
bağışlayandır, çok merhamet edendir.
100.İslâm'ı ilk önce kabul eden muhâcirler ve
ensar ile, iyilikle onlara uyanlar var ya, Allah onlardan razı olmuş; onlar da
O'ndan razı olmuşlardır. Allah onlara içinden ırmaklar akan, içinde ebedî
kalacakları cennetler hazırlamıştır. İşte bu büyük başarıdır.
101.Çevrenizdeki bedevîlerden birtakım münafıklar
vardır. Medine halkından da münafıklıkta direnenler var ki sen onları
bilmezsin. Biz onları biliriz. Onlara iki defa azap edeceğiz. Sonra da büyük
bir azaba itileceklerdir.
102.Diğer bir kısmı ise, günahlarını itiraf
ettiler. Bunlar salih amelle kötü ameli birbirine karıştırmışlardır. Umulur ki
Allah tövbelerini kabul eder. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet
edendir.
103.Onların mallarından, onları kendisiyle
arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka (zekat) al ve onlara dua et. Çünkü
senin duan onlar için sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır.) Allah
hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir.
104.Onlar, kullarının tövbesini kabul edenin ve
sadakaları alanın Allah olduğunu; tövbeyi çok kabul edenin, çok merhametli
olanın Allah olduğunu bilmediler mi?
105.De ki: "Çalışın, yapın. Yaptıklarınızı
Allah da, Rasûlü de, mü'minler de göreceklerdir. Sonra gaybı da, görülen âlemi
de bilen Allah'ın huzuruna döndürüleceksiniz. O da size bütün yapmakta
olduğunuz şeyleri haber verecektir."
106.(Sefere katılmayanlardan) diğer bir kısmı da,
Allah'ın emrine bırakılmışlardır. Bunlara ya azap eder ya da tövbelerini kabul
eder. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
107.Bir de zararlı faaliyetlerde bulunmak, küfre
yardım etmek, mü'minler arasına ayrılık sokmak için ve öteden beri Allah ve
Resûlüne karşı savaşanlara üs olsun diye bir mescit yapanlar vardır. Bunlar,
"Bizim iyilikten başka hiçbir kasdımız yok" diye de mutlaka yemin
ederler. Ama Allah şâhitlik eder ki bunlar mutlaka yalancıdırlar.
108.Onun içinde asla namaz kılma. İlk günden
temeli takva (Allah'a karşı gelmekten sakınmak) üzerine kurulan mescit (Kuba
mescidi), içinde namaz kılmana elbette daha layıktır. Orada temizlenmeyi seven
adamlar vardır. Allah da tertemiz onları sever.
109.Binâsını takva (Allah'a karşı gelmekten
sakınmak) ve onun rızasını kazanmak temeli üzerine kuran kimse mi daha
hayırlıdır, yoksa binasını çökmeye yüz tutmuş bir yarın kenarına kurup, onunla
birlikte kendisi de cehennem ateşine yuvarlanan kimse mi? Allah zalimler
topluluğunu doğru yola erdirmez.
110.Kurmuş oldukları binaları, (ölüp de) kalpleri
paramparça olmadıkça yüreklerinde sürekli bir kuşku olarak kalmaya devam
edecektir. Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
111.Şüphesiz Allah, mü'minlerden canlarını ve
mallarını, kendilerine vereceği cennet karşılığında satın almıştır. Artık,
onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve ölürler. Allah bunu Tevrat'ta,
İncil'de ve Kur'an'da kesin olarak va'detmiştir. Kimdir sözünü Allah'tan daha
iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin.
İşte asıl bu büyük başarıdır.
112.Bunlar, tövbe edenler, ibâdet edenler,
hamdedenler, oruç tutanlar, rükû' ve secde edenler, iyiliği emredip kötülükten
alıkoyanlar ve Allah'ın koyduğu sınırları hakkıyla koruyanlardır. Mü'minleri
müjdele.
113.Cehennem ehli oldukları açıkça kendilerine
belli olduktan sonra, -yakınları da olsalar- Allah'a ortak koşanlar için af
dilemek ne Peygambere yaraşır ne de mü'minlere.
114.İbrahim'in, babası için af dilemesi, sadece
ona verdiği bir söz yüzündendi. Onun bir Allah düşmanı olduğu kendisine açıkça
belli olunca, ondan uzaklaştı. Şüphesiz İbrahim, çok içli, yumuşak huylu bir
kişiydi.
115.Doğru yola ilettikten sonra, sakınacakları
şeyleri kendilerine apaçık bildirmedikçe, Allah bir toplumu saptıracak
değildir. Şüphesiz Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
116.Şüphesiz göklerin ve yerin hükümranlığı yalnız
Allah'ındır. O diriltir ve öldürür. Sizin için Allah'tan başka ne bir dost, ne
de bir yardımcı vardır.
117.Andolsun Allah; Peygamber ile içlerinden bir
kısmının kalpleri eğrilmeğe yüz tuttuktan sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan
muhacirlerle ensarın tövbelerini kabul etmiştir. Evet, onların tövbelerini
kabul etmiştir.
118.Savaştan geri kalan üç kişinin de tövbelerini
kabul etti. Yeryüzü bütün genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları da
kendilerini sıktıkça sıkmış, böylece Allah(ın azabın)dan yine ona sığınmaktan
başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönsünler diye,
onların tövbelerini de kabul etti. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul eden ve
çok merhamet edendir.
119.Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten
sakının ve doğrularla beraber olun.
120.Medine halkı ve onların çevresinde bulunan
bedevîlere, Allah'ın Resûlünden geri kalmak, kendi canlarını onun canından
üstün tutmak yaraşmaz. Çünkü onların, Allah yolunda çektikleri susuzluk,
yorgunluk, açlık, kâfirleri öfkelendirmek üzere bir yere adım atmaları ve
düşmana karşı herhangi bir başarı kazanmaları gibi hiçbir olay yoktur ki
karşılığında kendilerine iyi bir amel (in sevabı) yazılmış olmasın. Şüphesiz
Allah iyilik yapanların mükafatını elbette zayi etmez.
121.Allah yolunda küçük, büyük bir harcama
yapmazlar ve bir vadiyi katetmezler ki (bunlar), Allah'ın, yaptıklarının daha
güzeliyle kendilerini mükafatlandırması için hesaplarına yazılmış olmasın.
122.(Ne var ki) mü'minlerin hepsi toptan seferber
olacak değillerdir. Öyleyse onların her kesiminden bir grup da, din konusunda
köklü ve derin bilgi sahibi olmak ve döndükleri zaman kavimlerini uyarmak için
geri kalsa ya! Umulur ki sakınırlar.
123.Ey iman edenler! Kafirlerden (öncelikle)
yakınınızda olanlarla savaşın ve sizde bir sertlik bulsunlar. Bilin ki Allah
kendisine karşı gelmekten sakınanlarla beraberdir.
124.Herhangi bir sûre indirildiğinde, içlerinden,
(alaylı bir şekilde) "Bu hanginizin imanını artırdı?" diyenler olur.
İman etmiş olanlara gelince, inen sûre onların imanını artırmıştır. Onlar bunu
birbirlerine müjdelerler.
125.Kalplerinde hastalık olanların ise,
pisliklerine pislik katmış (küfürlerini artırmış), böylece kâfir olarak ölüp
gitmişlerdir.
126.Görmüyorlar mı ki, onlar her yıl bir veya iki
kere belaya çarptırılıp imtihan ediliyorlar. Sonra ne tövbe ederler, ne de
ibret alırlar.
127.Bir sûre indirildi mi, "Sizi bir kimse
görüyor mu?" diye birbirlerine göz ederler, sonra da sıvışıp giderler.
Anlamayan bir toplum olmalarından dolayı, Allah onların kalplerini çevirmiştir.
128.Andolsun, size kendi içinizden öyle bir
peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya düşmeniz ona çok ağır gelir. O size çok
düşkün, mü'minlere karşı da çok şefkatli ve merhametlidir.
129.Eğer yüz çevirirlerse de ki: "Bana Allah yeter. O'ndan başka hiçbir ilah yoktur. Ben ancak O'na tevekkül ettim. O, yüce Arşın sahibidir."